İnsanlık var oldukça nefret ve çekememezlik, insanın vazgeçilmez bir egosu olarak devam etmiştir. Alan ve çıkar koruma içgüdümüz, insanlığın başlangıcından bu yana değişmemiştir. Kabil’in, Habil’e karşı yüreğinde başlattığı savaş, ilk insan kanının dökülmesine neden olmuştur.
Yıkılan devletlerin kalan varisleri bile yüzyıllar geçse de her çağda intikam almak için mücadele etmişlerdir. Artık savaş, insan fıtratının bir parçası olmuştur. Dini faktör, ırk faktörü, sömürme faktörü her zaman ön planda olmuştur.
Nitekim Gazze’deki olay da böyledir. İnsanlığı, kan dökmenin basit olduğuna inandıran bir atölye gibi çalışıyorlar. Medyalarıyla yapılan zulmü ve trajedileri, günlük basit eylemlermiş gibi kazıyorlar zihnimize.
Amaç, ileride yapılacak büyük savaşlarda, yaşanacak trajedilerin etkisini minimuma indirmek. Yani bir yer kesilirken diğer taraf susup zamanını bekleyecek; mezbahadaki inek misali…
Bunlar, tarihten gelen kinin; kutsal bölgelerdeki halkların intikam ve inanç bakış açısının yansımasıdır. Bu yolda öldürmenin sevap olduğuna inanan bir anlayışla karşı karşıyayız.
Bu sapkın anlayış, insanlık için en tehlikeli olanıdır. Tevrat’ın “öldürmeyeceksin” emrine tamamen zıt bir tutum izlemektedirler. Bir de üstün ırk anlayışıyla “diğer insanlar onlara hizmet için yaratılmıştır” düşüncesine sahip bu toplum, seni veya bir hayvanı kesmek arasında fark olduğunu idrak edemez.
Sadece İsrail değil; aynı dine mensup olduğumuz İran bile, Suriye’de yüz binlerce Sünni Müslümanı öldürdüğünde sevap kazandığını sanarak hareket etmiştir.
Bakış açısı inandığımız değerler yanlış ise bize yaptırmayacağı şey yoktur. Hindistan’da yaşanan pek çok inanç temelli zulüm buna örnektir.
Öncelikle bilinmelidir ki; para, yeni dünya düzeninde kan gibidir.
Dünyayı bir beden olarak düşünürsek organların, yani ülkelerin, işleyebilmesi için bu değere ihtiyacı vardır.
Dünya savaşları sonrası kurulan düzende bazı aileler; finans, altın, petrol ve paraya açılan tüm kapılara hâkim oldular. Öyle ki, zamanla paranın ve dünya değerlerinin yüzde 90’ı bu ellerden geçmeye başladı.
Sadece bir şirketlerinin aylık kazancı, tüm Afrika ülkelerinin yıllık gelirinden fazla oldu. Bu da onlara ülkeleri dizayn etme gücü tanıdı.
ABD gibi devleri, lobileriyle yönetip kutsal kitaplarındaki sözde “Büyük Ortadoğu Projesi” için harekete geçtiler. Gazze, Ürdün, İran, Yemen gibi bölgelerde sonuç almaya çalışıyorlar.
Gerek sahada gerekse İbrahim Anlaşmaları’yla kendilerine hukuki koridor açıyorlar. Yakın zamanda Suriye’de Dürzü toplumunu ayaklandırmak istediler, ancak bir akıl oradaki Arap aşiretlerini birleştirerek oyunu bozdu.
Türk aklı, binlerce yıldır atalarımızdan miras kalan yumuşak güç ile bu bölgelerde karşı operasyon yapabilecek seviyeye geldi. İçeride terörle mücadele eden Türkiye, bunu yıllar önce dışarıya taşıdı.
Şimdi bir adım daha atıp sulh zamanının bittiğini, tehlike unsuru olan her yapının kökünü kazımak için hazırlık içinde olduğunu ilan ediyor. İDEF fuarı, bunun en önemli mesajını verdi: “Biz hazırız.”
Normalde küçük ama özde çok güçlü bir düşmanla final olacak. Olması da lazım çünkü amaçları doğrultusunda sıra mutlaka bize gelecek. Peki sıramızı mezbahada beklemek mi, yoksa savaşmak mı gerekir?
İşte bu yüzden sahadayız. Yunanistan’daki devasa ABD üsleri ve Akdeniz’den Suriye’ye kadar uzanan geniş alan, bu savaşın sahnesidir.
Yine eskisi gibi en önemli kozlarını, yani parayı kullanacaklar. İçeride olası bir karışıklık, onların ekmeğine yağ sürecek. Ancak Türkiye artık her yönden eskisinden daha dirençlidir.
İnsanlık, ucu nükleer bombaya kadar gidecek bir tehditle karşı karşıyadır. Bu ur büyümeden belki birileri bu kanserli hücreyi etkisiz kılar, kim bilir…
Süreç hâlâ bıçak sırtında ilerliyor. Bekleyip göreceğiz.
Orman yangınlarını bile dolaylı olarak bu planlara bağlamak mümkündür. Enerjimize ve turizm gelirlerimize darbe vuruyorlar.
Düne kadar çiftçiye para verip tarlasını yaktıranlar ile marketlerde fiyatları uçuranlar da aynı para firavunları idi. Çok kolay insan satın alıyorlar.
Selam ve dua ile…
ismail kocakaplan, ismail kocakaplan kimdir, ismail kocakaplan yazıları, ismail kocakaplan makaleleri, ismail kocakaplan nereli, Savaş çağı nedir, Gazze’deki savaşın perde arkası ne, İsrail neden Gazze’ye saldırıyor, İran’ın Suriye’deki rolü nedir, yeni dünya düzeninde para neden önemlidir, Büyük Ortadoğu Projesi’nin hedefleri nelerdir, Türk yumuşak güç stratejisi nedir, İDEF savunma fuarının mesajı neydi, Türkiye neden sahada olmak zorunda, nükleer savaş riski var mı, orman yangınları ekonomik sabotaj mı, para lobileri dünya siyasetini nasıl yönetiyor, küresel güçlerin Orta Doğu planı nedir, ABD üsleri Türkiye’yi nasıl etkiliyor, mezbahada beklemek mi savaşmak mı gerekir,