Kalbinde hastalık bulunan kimsede arzu uyanır. Bu ifade, bize aslında dışarıda aradığımız pek çok şeyin kaynağını içeride aramamız gerektiğini hatırlatır. Çünkü çoğu zaman gördüğümüz şey, hakikatin kendisi değil; kalbimizin ona yüklediği anlamdır.
Bazen bir söz işitiriz. Söylenişi saf ve temizdir ama içimizde bir şey kıpırdar, yanlış bir yere çeker bizi. O kıpırtı dışarıdan gelmez; kendi içimizdedir. Bazen bir davranışa şüpheyle bakarız; belki de asıl şüphe bizden doğuyordur.
Kalpte hastalık varsa, göz de yanlış görür, kulak da yanlış duyar. Ama kalp arınmışsa, en sıradan olayda bile güzellik görür. Tıpkı berrak bir suya bakmakla bulanık bir suya bakmak arasındaki fark gibidir bu.
Belki de kendimize şu soruları sormalıyız:
Kalbin aynası temizlenmedikçe, dışarıyı net görmek mümkün değildir. Hastalığı başkasında değil, önce içimizde aramak gerekir. Çünkü her yorum, her bakış aslında kalbimizin bize tuttuğu bir aynadır.