12.01.2016 11:49:14

Ercan BAŞ

 İlk kez Umre'ye giden Ercan Baş; hem izlenimlerini aktardı, hem de otel lobilerinde yatmak zorunda kalan vatandaşların sıkıntılarını anlattı..
Umre yolculuğumuz için İstanbul Atatürk Havaalanı'nda toplandık.. Uçağımız aktarmalı olacağı için öncelikle Gaziantep havaalanına indiğimizde THY kontuarındaki genç görevliye yardımlarından dolayı çok teşekkür ederim. Sadece biz değil kim geldiyse sabırlı ve hırslı bir çalışma sergileyerek sorularını yanıtladı ve orada bulunan herkesle çok ilgilendi.. 
Yolculuğumuzun ikinci durağı olan Cidde'ye gitmek için yaklaşık 2 saatlik bir zaman vardı. Umre görevini yapacak ihvan kardeşlerimizle birlikte ihramlarımızı giyerek uçağımızın kalkacağı saati beklemeye başladık.. 
Nihayet Cidde'ye gidecek uçağımız saat 11:40 civarında havalandı. Herkesin yüzünden heyecan dolu bir güzellik yansıyordu. Uzun bir yolculuğun ardından Cidde havaalanına geldiğimizde; tatlı bir yorgunluk ve sevinçle uçaktan inerken sıcak havanın da kendisini hissettirmesiyle gözlerimiz kamaştı.. Önce namazlarımızı kıldık ve akabinde pasaport kontrolünden de geçtikten sonra araçlarımıza binerek Mekke yoluna koyulduk. 
Mekke'ye geldiğimizde o kutsal toprakların vermiş olduğu heyecanla ve binlerce Müslümanın Kabe'yi tavaf etmesine şahit olmak yaşadığımız olağanüstü anlardan biriydi. Aynı zamanda bizler de Kabe'yi tavaf ederken, her şey anlatılanlardan daha güzeldi ve heyecandan kalplerimiz duracak gibiydi.… Her Müslümanın gidip görmesi ve o güzel duyguları tatmaları ve yaşamasını isterim. Tavaf edenler, tövbe edenler, dua edenler, namaz kılanları izlemek çok farklıydı… İkinci gün Kabe'yi tavaf ederken Kabe'ye dokunma fırsatı buldum, oraya dokunduğumda üzerimden büyük bir yükün kalktığını hissettim. Zemzem suyunu kana kana içenler de dikkat çekiyordu.. 
Hakan Coşkun Hocamızın rehberliğinde; cin mescidi –ağaç mescidi – Peygamber Efendimizin Mekke'yi fetih ettiğinde sancağını diktiği mescit vs. bir çok yeri gezerken herkes anlatılanları dikkatle dinliyor ve bol bol resim çekiyordu. Akşam saatlerinde yine Kabe'yi ziyaret ederek dualar eşliğinde tavaf ettik ve ardından dinlenmek için otelimize geri döndük. 
Ertesi sabah hava oldukça sıcaktı ancak o sıcağa rağmen nem oranı düşüktü. Mekke'yi gezmek için araçlarımıza binerek Hac zamanı şeytan taşladıkları yerleri, mina evlerini, krallık binalarını... gezdik. Ardından Kabe'yi dualar eşliğinde tavaf ettik ve namazlarımızı kıldıktan sonra yemek için otelimizin yolunu tuttuk. Mekke'deki günlerimizi Kabe'yi tavaf ederek ve namaz kılarak geçirdikten sonra Medine'ye gitmek üzere yola koyulduk. 
Yaklaşık 5 – 5 buçuk saatlik yolculuğumuzun ardından Medine'ye vardık. Otelimize yerleştik ve hiç vakit kaybetmeden ravza'ya giderek namazlarımızı kıldık. Havanın sıcak olması neticesinde hepimizin üzerinde bir yorgunluk vardı ama o yorgunluğun unutulması şaşırtıcı bir olay değildi, kutsal topraklarda olmamızın heyecanıydı bu… 
Medine'ye geldiğimizin ikinci günü Hakan Hocamızın anlatımlarıyla gezilerimize başladık. Öncelikle Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın buluştuğu Arafat dağını, cenneti mualla'yı, Hıra dağını, Uhut savaşının yapıldığı yeri ve Medine müzesini gezdik. Ravza'da namaz kılmak için her gidişimizde; onca kalabalığın ravza'da namaz kılmak için saf tutmaları, her ilden gelen Müslümanların kol kola vererek namaz kılmaları, birbirlerine selam vermeleri güzeldi.., Daha henüz yaşına girmemiş bebekler bile vardı. O minicik yüzlerindeki gülücükler her şeyi unutturuyordu… 
Medine sokaklarında alışveriş yapanlar ise bambaşka bir telaş içindeydi. Memleketlerine giderken kutsal yolculuk sonrasında sevdiklerine hediye seçenler ve zemzem suyu, hurma almak için dolaşanlarla doluydu her yer.. Bizler de sevdiklerimize birkaç hediye aldıktan sonra Türkiye'ye dönmek için Medine havaalanına doğru yola çıktık, böylece Umre yolculuğumuzun sonuna geldik… 
Umreye gitmek isteyenlere şunu söylemek isterim: Bana sorarsanız bu düşüncenizi sonraya bırakmayın. Umre'ye ilk katılanların Kabe'yi gördüklerinde yüzlerindeki şaşkınlık ve hayranlık görülmeye değerdi. Ben de ilk kez yapmış olduğum bu yolculuğumu, kısa ve öz bu kadar anlatabiliyorum çünkü anlatılmaz yaşanır diyebileceğim özel ve güzel bir yolculuk oldu benim için...  
Şunu da sizlerle paylaşmak istiyorum: Tüm yaşanan bu güzelliklerin yanında insanların memleketinden uzaklarda mağdur olduklarını görmek üzücü idi. Mekke'de görüştüğümüz bazı yolcular ismini açıklamadıkları bir turizm firması nedeniyle zor günler geçirdiklerini söylediler. İlk geldikleri gün odalarının bile ayırtılmadığını ve otellerin lobisinde yatmak zorunda kaldıklarını, iki gün sonra odalarına çıkabildiklerini anlattılar. 
Bu tür şikayetler son dönemlerde oldukça fazla çoğaldı. Umre'ye gitmek isteyenlere öncelikle firmalarını çok iyi araştırmalarını tavsiye ediyorum. Böylece yukarıda anlattığım gibi tatsız bir durumları önlemiş olursunuz. Umre yolculuğuna çıkacaklara tavsiyem yanlarına fazla kıyafet almamaları çünkü orada kıyafet pek gerekmiyor...

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.