Üç Emir Bugün Açıklanacak!
Salon manzarası…
Bin kişinin sığabileceği kapasitede bir büyük salondaydık. Salon doldu taştı. Katılımcıların çoğu dışarı kaldı.
Toplantı düzeni…
İçeride oturma şeklinde bir protokol düzeni yoktu; toplantıyı organize eden böyle istiyordu. Yani herkes istediği yere oturabilme özgürlüğüne sahipti. Toplu taşımalarda yaşlıya yerini verenler burada onu yapmıyordu. Devlet erkanından bir büyüğünü görseler “buyurun ön tarafa” demiyorlardı.
Kimler neredeydi..?
Konferansın başlamasına az bir zaman kalmıştı. İlçemizin kaymakamını ortalarda bir yerde görüyordum. Milli eğitim müdürü kapıya yakındı. Bizim temizlik görevlisini en önde, muhtarımızın yanında görüyordum.
Konferansın başlaması…
Anonsun başlamasıyla herkes ayağa kalktı; konferans başlamış oldu. Ritüeller tamamlandıktan sonra herkes yine bulundukları yere oturup dinlemeye koyuldu.
Konuşma…
Konuşmacı yüksekçe bir yere çıkarak bir-iki küçük öksürükle sesine ayar verdi ve sonra konuşmaya başladı. Herkes pür dikkat onu dinliyordu; öyle ki sinek uçsa kanat sesi duyulurdu. Üç dakikalık giriş konuşmasını yabancı dilde yaptı. Sonra, yaklaşık yirmi dakika sürecek Türkçe konuşmasına başladı; çok önemli bir konu hakkında enfes tespitlerde bulunarak kıymetli bilgiler sundu.
Nihayetinde konuşmasını bitirdi. Bitiş bağlamasını, geçen hafta buyurduğu gibi, o “üç emri” önemine binaen yeniden katılımcılara duyurarak sonlandırdı.
Bugün bu “üç emir” memleket sathında en az yüz bin salondan on milyon kişiye duyurulacaktı.
üç emir…
1. Adaletli ol.
2. İyilik yap.
3. Akrabaya yardım et.
Cuma namazı vurgusu
Cuma namazından bahsettiğimi anlamış olmalısınız. Aynen böyle değil miydi? Allah’ın bu üç buyruğunu cami içinde bulunan kaymakamı, valisi, hakimi, emniyet müdürü, belediye başkanı, savcısı, jandarma komutanı, milletvekili, bakanı, cumhurbaşkanı, işçisi, işvereni, esnafı vs. hepsi her hafta duyuyordu. Ve bu ayet tüm İslam toplumlarında 1.350 yıldır her hafta ilan ediliyordu.
hesap günü hatırlatması…
Bu emri veren elbet bir gün herkesi sorguladığında soracak: Adaletli oldun mu? İyilik yaptın mı? Akrabana yardım ettin mi? Ama ahirette… burada değil.
güncel değerlendirme…
Bu yüzden kimsenin bu konuda acele etmediğini görüyoruz. Cami çıkışında sergi kutusuna attıkları üç beş lirayı iyilikten saymazsak, bu üç emre ilgi oldukça zayıftı. Kime sorsanız memlekette “adalet var” demiyordu. İyilik, hadi kötü sayılmaz diyelim. “Akrabaya yardım et” emri şöyle dursun; mahkeme dolaplarının yarıdan fazlası miras davalarıyla doluydu.
Dolayısıyla kimse yanlış anlamasın ama Cuma namazı bir ritüeli yerine getirmekten ibaret kalmış oluyordu. Bu üç emir açık ve net; bu toplumda çok garip şekilde terk edilmişti. Ama bugün insanlar arasında mesajlar adeta havalarda uçuşuyordu: Cumanız mübarek olsun.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.