Tarih, Vicdan ve Hakikat: Abdullah Öcalan Meselesine Dair
İster affedilsin, ister siyasi arenada yeniden bir rol üstlenmesine imkân tanınsın, isterse makam ve mevki bahşedilsin… Bütün bunlar bir yana; Türk milletinin vicdanında Abdullah Öcalan’ın yeri çoktan mühürlenmiştir. O, bu milletin kalbinde bir hain, bir terörist ve masum canların katili olarak anılmaktadır. Bu hüküm, siyasi hesaplarla değiştirilemeyecek kadar derin, acıların içinden süzülerek oluşmuş bir hükümdür.
Toplumlar unutur denir; fakat bazı acılar, bazı ihanatlar, bazı kırılmalar tarihin hafızasına kazınır. Herkes affetse bile tarih affetmez. Çünkü tarih, bir milletin kalbiyle yazılır; kalbi yaralanan bir milletin hatırası ise kolay kolay silinmez.
Bu mesele yalnızca siyasi bir tartışma değildir; aynı zamanda ahlakın, vicdanın, insan hayatının değerinin bir sınavıdır. Kur’an-ı Kerim, “Kim bir masumu öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir” buyurur. Bu hüküm sadece bir ayet değil, insanlığın en temel vicdan ölçüsüdür. Onlarca, yüzlerce masumun canını hedef alan birinin hangi makamla, hangi örtüyle, hangi siyasi hesapla temize çıkabileceğini sormak, her aklıselim insanın görevidir.
Elbette adalet yalnız bu dünyayla sınırlı değildir. Bugün gözlerden kaçsa, siyaset meydanlarında birileri geçmişi unutturmak istese bile yarın Darü’l-Bekâ’da, Mahkeme-i Kübrâ’da din gününün sahibi olan Allah’ın huzurunda gerçek hüküm verilecektir. O gün hiçbir siyasi pazarlık, hiçbir güç ilişkisi, hiçbir nutuk, hiçbir kurnazlık fayda etmeyecektir.
Kur’an, zulmü ve zalimleri defalarca anlatır. Mükerrer ayetlerle bildirir ki zalimlere “büyük azap” vardır. O mahkeme günü geldiğinde “Cehenneme çarçabuk sürün” emri karşısında yaşanacak çaresizlik, inkârın söneceği, hakikatin ortaya çıkacağı bir ânın tasviridir.
Bugün tartışılan bütün siyasi hamleler, verilen veya verilmeye hazırlanan tavizler, atılan yumuşatılmış adımlar; hepsi gelip milletin vicdan duvarına çarpmaktadır. Çünkü millet acıyı yaşamış, bedel ödemiş, evlatlarını toprağa vermiştir. Bu hafıza, sıradan bir tartışmanın malzemesi değildir; bir milletin canıyla yazdığı bölümü silmeye kimsenin gücü yetmez.
Son söz şudur:
Adalet gecikebilir; fakat asla kaybolmaz.
İnsan unutur; tarih unutmaz.
Siyaset hesap yapar; vicdan hüküm verir.
Ve en nihayetinde Allah’ın adaleti şaşmaz.
anahtar kelimeler: Abdullah Öcalan, terör, tarih unutmaz, vicdan, adalet, köşe yazısı, siyasi tartışmalar, Zülfü Livaneli, Adom Ajans
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.