21.04.2017 18:34:52

Doç. Dr. Havva ALTUNÇUL

 TARİH NE DİYİYOR?

Değerli Okurlarım bu gün Türk devletleri nerede kuruldu ve neden yıkıldı ile ilgi bir yazı kaleme almak istiyorum. Bunun nedeni 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebeti ile yapacağımız kutlamalarda bizi bekleyen tehlikelere de dikkat çekmektir.
Yazımı Türk Tarih Kurumu’nunhttp://www.ttk.gov.tr/tarihveegitim/osmanli-tarihine-giris/ adresindeki “Osmanlı Tarihine Giriş” başlıklı yazıdan edindiğim bilgileri sizlere aktarmak şeklinde hazırlamaya karar verdim. Bu yazının sonunda kaynak olarak Mufassal Osmanlı Tarihi I. Cilt s. 1-37, Mustafa CEZAR, Midhat SERTOĞLU (Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2011) gösterilmektedir. Uzun bir yazı ancak bu günkü olayları kavramak, anlamlandırabilmek için dikkatlice, sabırla okunması gerektiğini düşünüyorum. Arzu ederim ki tüm okurlarım bu yazıyı veya başka güvenilir kaynaklardan Türk tarihinde kurulan devletleri ve neden yıkıldıklarını okuyup, dikkatlice analiz ederek bu günkü olayları yorumlamada rehber olarak kullansınlar.

Bu yazıda uzun bir tarih okumayacaksınız kısa kısa notlar göreceksiniz. Ancak merakı olanların verdiğim linkten yazının aslına ulaşabileceklerini bir kez daha belirtmek isterim.

Türklerin bir kısmı Hazar denizinden Kingan dağlarına, kuzeyde Sibir ovalarından, güneyde Pamir yaylasına, Karanlık dağlar, Altın dağları ve Çin’in kuzey eyaletlerine kadar uzan geniş toprak parçasında yaşarken, Orta Asya’nın zor doğal koşullarından koparak Çin, Hind, İran, Mezopotamya, Mısır, Anadolu, Avrupa’nın doğusu ile Balkanlara ve Avrupa ortalarına kadar çeşitli istikametlerden göçmüşler ve buralarda devletler kurmuşlardır.

Bilinen en eski Türk devleti M.Ö. üçüncü asırda var olan ve Türklerin anavatanında kurulan Hun (Hiyung-nu) devletidir. Bu devlet büyümüş ve imparatorluk olmuştur. Hunların Çin’e yaptıkları akınları durdurmak için meşhur Çin seddini inşa etmek zorunda kaldıkları sanırım her kes tarafından bilinmektedir. Çin seddi ile bile durdurulamayan akınlar Çinlilerin Hun imparatorluğunu ikiye bölmesi ve imparatorluğun yıkılması ile etkisizleştirilebilmiştir. Çin idaresini kabul etmeyen Hunların büyük bir bölümü Güney Rusya üzerinden Orta Avrupa’ya kadar giderler. Hunlar dışında başka Türk şubeleri de Hunları takip ederek Orta Avrupa’ya kadar inmişlerdir. Gerek Hunların akınları gerekse diğer Türk boylarının hareketleri Avrupa’da derin izler bırakmış ve Avrupa’nın değişmesinde etkili olmuştur. Türklerin Karadeniz kuzeyi ve Balkanlardaki akın ve devlet kurma faaliyetleri özellikle Bizansı rahatsız etmiştir. Bu nedenle askeri kuvvet kullanmanın yanı sıra başarılı poltikalarve entrikalarla Türkleri birbirine düşürmek, bazı Türk şubelerini diğerlerinden ayırarak başka yerlere yerleştirmek, Türkler içinde Hıristiyanlığı yaymaya çalışarak tehlikeyi hafifletmeye ve savuşturmaya çalışmışlardır. Bizanslılar bu siyasetlerinde başarılı olmuşlardır. Bu nedenle batıya ikinci yürüyüşü yapan Türk şubelerinden bazıları Hıristiyanlığı kabul etmiş, bazılarıIslavlaşmış ve bazıları da diğer Türk şubelerinden uzaklaştıkları için diğer milletler arasında asimile olmuş veya küçük etkisiz bir grup olarak kalmışlardır.

TürklerDünya tarihinde çok sayıda devlet kuran ender kavimlerden biridir. Gelip geçmiş birçok Türk devletleri içinde Asya’daki Hunların, Gök Türklerin, Selçukluların, Osmanlıların, gerek milli gerekse dünya tarihi bakımından önem ve etkileri diğer Türk devletlerinden fazladır. Bu yazıda hepsinin kuruluş ve yıkılış şartlarını gözden geçirmek isterdim fakat bu mümkün değil. Ancak okuduğum yazıdan çıkardığım sonuç şudur. Gerek Türk devletlerinin kurulmasında bilhassa yukarıda adını verdiğim büyük Türk İmparatorluklarının kurulması ve gelişmesi sırasında en etkili olan faktör doğru ve yerinde uygulanan siyasi kararlar ve stratejilerdir. Yıkılmalarında ise tam tersi olmuştur. Kötü devlet yönetimi ile diğer devletlerin böl parçala yönet politikalarının birleşmesi sonucunda ülkede yaşanan hoşnutsuzluk ve kargaşa ortamı. Aynı politik yaklaşımlar diğer devletler içinde geçerli. Tarih bunu açıkça gösteriyor. Örneğin uzun bir dönemin hakim devleti Büyük Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesi yada daha sonra Bizans İmparatorluğunun diğer Hristiyan ülkelerin desteğine rağmen Osmanlı’ya yenilgisinin altında yanlış uygulanan stratejiler ve halkının imparatorlarına duyduğu güven eksikliği etkili olmuştur. Fatih Sultan Mehmet son derece akıllıca davranmış ve Bizans halkına İstanbul’un fethinden sonra din ve gelenek göreneklerinize uygun yaşayacaksınız mesajları göndererek halk nezdindeki direnişi yok etmiştir.

Sonuç olarak şunu söyleyebilir ki halkın devletine güveni ve yaşam tarzı, gelenek görenek ve dini inanışlarının güven altında olduğunu bilmesi devletlerin de halklarında yaşamlarında en önemli faktördür. Zira kurtuluş savaşı da işgal kuvvetleri tarafından zulüm gören Türk halkının lider olarak tayin ettiği Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına duydukları güven ve inanç ile yani yönetim ve halkın bütünleşmesi ile başarılmıştır.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayacağımız bu Pazar günü hem yetişkinler olarak hem de çocuklarımızın tarih bilincini ve dünyaya yön veren günümüz politikalarını tarih süzgecinden geçirerek analiz edelim istedim. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu coğrafyada varlığımızı sürdürmek istiyorsak hem devlet kademelerinin hem he halkımızın on adım ötesini görerek hareket etmesi gerekiyor. Dünya tarihi gösteriyor ki iç ve dış politikada hata yapan devletler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar zaman içinde güç kaybedip parçalanıyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi birlik beraberlik adına uyanık olmaya davet ediyorum.
Havva Altunçul

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.