Haberi tek sayfada gösterArkadaşına gönderSitene ekleSayfayı yazdırhaberi paylaşFacebookGoogleYahooMixxDiggStumbleUponDel.icio.usredditTwitterMyspacefriend feedAzbuz
HABERİN ETİKETLERİ
CHP İsveç emlak Mardin Ermeni Avrupa Türkiye soykırım diplomasi Heybeliada Hıristiyan Carl Bildt Ruhban Okulu İnsan Hakları Ermeni soykırımı
Sen de etiket ekle!
gönderİSVEÇ parlamentosu da ‘soykırım’ karar tasarısını kabul etti. Bu defa içine Pontus, Keldani, Asüri ve Süryanileri de koydular.
İsveç hükümetinin ve Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in dostane gayretleri için teşekkür ediyorum. Bunun yanında şunu da belirteyim: İsveç parlamentosunda olanlar, bu tür oylamaların nasıl yapıldığına da bir örnektir: Tasarı hiçbir akademik araştırmaya dayanmadan, sadece önyargıların ve bilinçaltı husumetlerin etkisiyle hazırlandı...
Muhalefetteki sol ittifakın oylarıyla, tek oy farkıyla kabul edildi.
Demek ki sol ve Sosyalist Enternasyonal önemli şeyler!
CHP lideri Baykal’ın “Hükümet bize geç haber verdi, erken haberimiz olsaydı ‘belki’ bir oyun değişmesini sağlardık” şeklindeki eleştirisini haklı buluyorum. Fakat... CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’de ve Avrupa sol partileri nezdinde itibarı ve etkinliği nedir; bu da ayrı bir mesele!
Önyargıların önemi
Dünyada şöhreti olan “Ermeni soykırımı”nı gündeme alınca, kolayca listeye bütün Hıristiyan azınlıkları yazmışlar; İsveç’te 50-60 bin kişilik grupları da var zaten.
“Hıristiyan azınlıklar” kavramı yüz elli yıldır Batı bilinçaltına yerleştirilmiş bir önyargıdır.
Öbür yandan, Türk kökenli İsveç milletvekili Mehmet Kaplan partisinin bağlayıcı kararına rağmen oylamaya katılmayı reddederek Türkiye’ye destek verdi. Fakat Türkiyeli Kürt kökenli İsveç milletvekili Gülan Avcı, “95 yıldır acı çeken insanların haklarını elde etme zamanı geldi” diyerek ve Türkiye’yi suçlayarak tasarının kabulü için oy kullandı!
Gülen Hanım “Ermeni soykırımı”nı işleyen birkaç kitap karıştırsaydı Kürtlerin nasıl katliamcı diye suçlandığını ve Doğu’daki toprak ve emlak çarpışmalarının ‘kimliksel’ niteliğini de öğrenirdi!
Ama hayır; araştırmaya, öğrenmeye, komisyon çalışmasına gerek yok! Önyargılar, bilinçaltındaki husumetler yetiyor!
Bu gibi saiklerle, 1990’larından başından itibaren ‘soykırım’ı kabul eden 20. ülke İsveç’tir. AP gibi uluslararası kuruluşları, yerel meclisleri de katarsak sayı 50 civarında!
Hiçbir hukuki değeri yok ama moral ve siyasi bakımdan Türkiye’ye zarar veren kararlar...
Önemli iki husus
Siyasi ve diplomatik mücadele yanında ben iki hususa dikkat çekmek istiyorum.
- Entelektüel planda ‘insan hakları’ kavramının gelişmesi çeşitli “soykırım” iddialarına ‘popülist’ bir sempati kazandırıyor. Gittikçe yaygınlaşması bundandır.
Bu konularda kendimizi öven propaganda metinleri yazarak değil, dünyanın akademik dilini kullanarak daha çok araştırma yapmalıyız. ‘Konuyu araştıranlar’dan başlayarak uzun vadede etkisi olacaktır.
- Daha acil ihtiyaç, kendi ‘insan hakları’ sicilimizi iyileştirmektir. Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapalı kalması Batı bilinçaltındaki “mağdur Hıristiyanlar” önyargısını beslemekten başka neye yarıyor mesela?
Başvekil İsmet Paşa Ağustos 1935 tarihli “Şark Raporu”nda Mardin’deki Keldanilerin korunması ve rahat tutulması için özel talimat verdiğini anlatır; neden acaba?
Ya sonraki ‘Varlık Vergisi’ ne demeli?
‘Soykırım’ fırtınasına karşı bir tarafta diplomasi yoluyla mücadele ederken, öbür tarafta, eski önyargıları geriletmek için, bugün insan hakları sicilimizi iyileştirmenin ve dünyaya daha fazla açılmanın da hayati derecede önemli olduğunu unutmayalım.