13.10.2017 17:09:33

Ebubekir DEMİR

Sevmek bir yoldur. Varis noktası aşk olan bir yol. İşte bu düzlemde insanı ele alınca ortaya çok ciddi ve bir o kadar da ilginç gerçek ortaya çıkmış oluyor. Ne mi? Çok basit ama biraz karmaşık bir basitlik. Bunu anlamak için kişinin kendini anlamış,bulmuş ve hatta olmuş olması gerekir. Kendi benlik arayışını tamamlamış ruhların yoludur sevgi yolu.

Buradan ne demek istediğimi size şöyle izah edeyim. Son zamanlarda bakarsanız guya herkes sevda sarhoşu,herkes aşk kurbanı gibi bir toplum yapısı mevcut. Ve bu kadar çok kurbanı olan bir toplumda yaşayan değil,daha ziyade mezbahaya dönüşen bir kurbanliklar meydanını andırıyor adeta. Peki madem sevda vs aşk her insan içindir. O halde birbirini bulanlar hangi konu yada konularda birbirlerine yetmiyorda biz bu hale geldik. Sorsan herkes çok sevmiş ve herkes kendine gore haklı haksız olan diğer taraf. Diğer tarağı dinleyince de suçlu cikiveriyor bu taraf. Bu bakımdan sevda ve aşk olmuş insan muammasinda koca bir Araf. Her neyse devam edecek olursak karşımıza bir şeyin gerçekliği çıkıyor.

O da herkes kendine gore değerli kendine gore vazgeçilmez ve kendinden başka kimse için odun vermek istemiyor. Hal bu olunca da beraberlikler ds vefakarlik olmuyor. Birbiri için cefakarlik da olmuyor. Hali ile olay sevda ve aşk olmadan sadece cinsi temas ve haz boyutunda kalıyor. Sevgi ve aşk da bu geçici durtulere kurban efilmis oluyor. Dedik ya sevda kendini bulmuş ruhların yoludur. Ancak kendini bulan birinin gözünde ve gönlünde diğer kişiler de en az kendisi kadar değerlidir. İşte böyle değer bilen ve değer veren olunca vefa da oluyor,cefa da çekiliyor ve ortak bir payda da bu yol arsinlanarak aşk yaşanır hale geliveriyor.

Bu duruma gore aşkın bence tanımı kendine tapar derece de onem veren birinin kendini bulduktan sonra bir başkası için kendinden yapmaktan vazgeçmesi aşama ve merhalesidir. Tabi bu zirve noktaya sevginin nirvanasina erişmenin kuralı da kişinin ruhen arayışını tamamlamış.kendini bulmuş olması ve ruhen arınmış olmasi gelir. Ancak böyle ruhlar sevgi gibi saf ve masum bir yolu,aşk berrakliginda tam manası ile yaşayabilir ve yaşayabilirler.

Yoksa bunun ötesinde olan sadece cinsel durtulerin ve bedensel istek ile hazlarin geçici tatmini olur. İşte bu da bir yerden sonra toplumun şuan içine düştüğü psikolojik bunalım haline sebep olur. Biz sevda ve aşk adına birşeyler yaşadığını zannedenler aslında daha ne kendimizin kim olduğunu biliyoruz nede sevda ile aşkın ne olduğunu bilmiyoruz. İnsan bilmediği bir şeyin de sadece kor ve sagiri olur. Yani duyduklarindan ibaret sanır.

Oysa insan gerçek manada arınmış bir ruh ile saf aşk ve sevdayı yaşarsa bu ancak yasanilarak varılan bir tat oldugunu fark eder anlar. Kısacası sevgi yolunda tam anlamı ile bir aşka varip onu yaşamak için ilk başta kendine tapar derece de benliğine haps olmuş insanın bu ruh halinden çıkmış olması lazım.

Çünkü aşk kendini kutsamisliktan vazgeçip başka birinde o kutsiyeti yaşama arzu-halidir. Onun için eğer en son dayanağı Allah değil ise o yasanilandan aşkı aramak doğru olmaz. O sadece bedensel bir ihtiyaç giderme hali olmuştur. Halbuki aşk,Yaradana yar olmaktır. Kişiye olan aşk da bu yolda bireye sadece rehberlik içindir. Tarifi her arifin yaşadığına gore degissede var olan sevda ve aşk anatomisinin gerçeği budur. 

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.