Tarih: 19.11.2011 11:07 Güncelleme: 19.11.2011 11:07

Ahmet Karayün

Bir eğitim kurumunda ki toplantıda sözü açıldı… Resim, müzik ve beden dersi üzerine konuşulurken söze girdim ve bu derslerin gereksiz olduğunu, boşa işlendiğini söyledim. Söylemim biraz direkt olmuş olabilir, öğretmenlerimizi kızdırabilir ama kendi düşüncem bu ve savunmakta kararlıyım.
 
İlköğretimde verilen bu üç ders genelde boş geçer yada hep aynı şeyler işlenir. Ben sekiz yıl boyunca bu dersleri gördüm ve şuan ne nota bilgim var nede resim çizebiliyorum. Beden eğitimi dersi tabi ki faydalı bir derstir ama genelde boş geçer ve erkekler futbol oynar, kızlar dedikodu kaynatır.
 
Ben sekiz yıl boyunca neden müzik, resim ve beden eğitimi dersi gördüm ki? Şuan ıslıktan başka hiçbir enstrüman çalamıyorum. Resim çizmeye de gerek duymuyorum çünkü son model fotoğraf makinem var ve tek tuşa basarak istediğim şeyin fotoğrafını çekiyorum zaten. Tamam sanatsal faaliyetlerin önemini ve gereğini biliyorum. Tabi ki müzik kulağı iyidir, ressam bakışı gereklidir. Ama benim resme ve müziğe yeteneğim yok kardeşim. Ömrümce arabamın teybinde müzik dinleyeceğim diye sekiz yıl eğitim almam gerekmiyor değil mi?
 
Ben eğitim sisteminin değişmesini istiyorum ve buradan Milli Eğitim Bakanı’na öneride bulunuyorum. Resim, müzik ve beden dersi kaldırılsın. Bu derslerin yerine birinci sınıftan itibaren Hafıza Geliştirme ve Kuvvetlendirme Dersi, Hızlı Okuma Dersi ve Psikodrama Dersi verilsin.
 
Hafızası kuvvetlenen ve gelişen bir öğrenci derslerinde daha başarılı olur değil mi? Hafızayı kuvvetlendirmenin ve geliştirmenin bir yığın yolu mevcut. Bu yolların uygulamalı olarak sekiz sene boyunca öğrencilere öğretildiğini düşünün bakalım. İnsanoğlu beyninin en fazla yüzde üçünü kullanabiliyor. Bu oran artırılamaz mı? Pekala eğitimle, uygulamayla beyin jimnastikleriyle kapasite artırılabilir.
 
Hafızayı güçlendirdik, beyin kapasitesini artırdık diyelim. Öğrencilerimiz dakikada ortalama 200-300 kelime okuyorlar. Hızlı okuma ve anlama dersini 8 yıl boyunca uygulamalı ve teorik olarak öğrenen öğrencinin çıkacağı kapasite dakikada en az 3000 kelime yada üstüdür. Madem yaklaşık 20 yıl eğitim alacağız, okuyacağız, araştıracağız. O halde hızlı okumaya, anlamaya ihtiyacımız var değil mi? Kapasitesini 3-4 kat artıran öğrenciler sekiz senede 100 kitap okuyacaksa bu oran 500 kitabı aşacaktır. Gazeteler, dergiler vs. kişi gördüğü her materyali hızlı okuyabilecek ve anlayacaktır. Böylelikle daha bilgili ve bildiklerini yorumlayan bir toplum yetişecektir.
 
Gelelim Psikodramaya… Bu dersle de öğrencilerin yetenekleri keşfedilecek, yaratıcılıkları artacak ve kendileriyle barışık, özgüvenli bireyler yetişecek. Psikodrama da bireyler bir grup ortamı içinde, diğerleriyle etkileşim içinde girdikleri rollerle, dolayısıyla kendileriyle ilgili farkındalık kazanırlar. Psikodrama bireylere, dramatik canlandırmalar yoluyla, geçmiş ve güncel sorunlarını ve çatışmalarını ya da geleceğe dair beklenti, kaygı ve güçlüklerini ele alarak hazırlanma, başa çıkma, becerilerini görme ve bunları deneme olanağını sağlar. Böylelikle daha sosyal ve kendinden emin olurlar. İçine kapanık olmaz, soru sormaktan korkmazlar.
 
Liseye geldiklerinde de sanat tarihi dersleriyle tüm sanat dallarının tarihini, gelişimini, sanatın derinliklerini de öğrendiler mi ortada sorun kalmaz.
 
Benim naçizane fikrim bu yöndedir ve yetkililere bunu öneriyorum. Müfredata bu dersler alınsın ve işlensin. Bence başarı oranı %100 artacaktır.

                                                                                                                                                 Hoş ve sevgiyle kalın.

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.