Ormanlar İçin Kişisel Bir Çağrı
Benim için orman sadece ağaçların topluluğu değil; nefes aldığım hava, içtiğim su, ruhumu besleyen bir yaşam kaynağıdır. Son yıllarda artan orman yangınlarını gördükçe içim yanıyor. Her alev, sadece ağaçları değil, kuşların yuvasını, hayvanların yaşam alanını ve bizlerin geleceğini de yok ediyor.
Son dönemde yaşadığımız acı olaylar hepimize şunu gösterdi: Yangınlar artık sıradan bir afet değil, kalıcı bir tehlike. İklim değişikliği, ihmaller, bilinçsizlik ve hazırlıksızlık birleşince bu felaketler kaçınılmaz oluyor.
Benim şahsi kanaatim şu ki, erken uyarı ve müdahale sistemleri güçlendirilmeden hiçbir şey değişmeyecek. Yangın çıktığında dakikalar bile hayati öneme sahip. İtfaiyecilerimizin güvenliği devletin en büyük önceliği olmalı. Onlar sadece bir görev yapmıyor, hayatlarını ortaya koyuyorlar. Halkın bilinçlendirilmesi de şart. Çünkü anız yakmanın, izmarit atmanın, dikkatsizce ateş yakmanın bedeli bir ülkenin ciğerini yakmak oluyor. Ve en önemlisi, iklim değişikliğini görmezden gelerek bu yangınlarla mücadele edemeyiz. Daha çok yenilenebilir enerji, daha az karbon salımı, daha güçlü çevre politikaları gerekiyor.
Ben bu meseleye sadece çevreci bir bakışla değil, insanî bir bakışla yaklaşıyorum. Çünkü orman yanınca sadece doğa değil, bizler de yanıyoruz. Ormanlarımızı korumak aslında geleceğimizi korumak demek. Şahsen inanıyorum ki toplum olarak daha fazla duyarlılık gösterirsek, çocuklarımıza kül olmuş topraklar değil, yeşil ormanlar bırakabiliriz. Çünkü başka ormanımız yok, başka Türkiye’miz yok.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.