Gerçekten her birimizin bir muhasebe yapma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Hazır Atamızın çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Bayramının bilincine varacağımız şu günlerde en değerli varlıklarımız olan çocuklarımıza her zamankinden daha çok sahip çıkma, koruma ve karakterlerinin oluşmasında daha çok ve daha etkin olumlu rol alma durumundayız. Rol almaktan öte rol model olmalıyız. Son günlerde yaşanan savunmasız kadın ve masum çocuklara yönelik her birimizin içinde tiksinti ve nefret uyandıran çirkin ve müessir olaylardan sonra unutmamız gerekir ki bu caniler de ne yazık ki aramızdan çıktılar. İşte bu noktada çok araştırılması gereken bir durum bu caniler nasıl bu hale geldiler. Sapkınlıkları, vicdansızlıkları, merhametsizlikleri ile nasıl bir aile ve çevre ortamının, nasıl bir yetiştirilme tarzının neticesi olarak insanların yüreklerini ve canlarını yakmaya hayatlarını söndürmeye aday oldular. Allah korkusunun, hesaba çekilme korkusunun, vicdanına hesap verme duygusunun olmadığı, ahlak ve erdemden yoksun, insanlıktan nasibini almamış bu insanlar ne yazık ki toplumda her an tehlike saçmaktadırlar. İşin acı tarafı hiç olmaması gereken alanlarda bile varlıklarını ve kirli emellerini sürdürme cesaretini gösterebilmektedirler. Üstelik bunları toplumdan ayırt edecek, tecrit edecek, ayıklayacak, fark edilmelerini sağlayacak bir metotta yok. Ancak ne yazıktır ki bir felaket sonunda hasta ve ıslah edilmez kirli ruhları ortaya çıkıyor. O zaman da; toprağa ya narin bir beden düşüyor ya da gayet masum, tertemiz bir nadide varlık bir ömür ruhunda bu travma ile yaşamaya mahkum edilirken aynı zamanda hayalleri, beklentileri, insanlara olan güveni öldürülmüş bir halde bir ömür sürdürüyor. Düşünebiliyor musunuz ne kadar acı yaşıyorlar hayatının en güzel çağında hayatı karartılmış bu çocuklar ve onların aileleri.
Gönül istiyor ki 23 Nisanlarda hep coşkulu çocuk seslerinin çınladığı okullarında mutlu, her türlü tehlikeden uzak çocukların dünyasından söz edelim. Onlar minicik yüreklerinin kaldıramayacağı sorunlarla ve kötü insanlarla karşılaşmadan çocukluklarını yaşasınlar. Anneler sokağa çıktıklarında onların özgürlük alanını kıskaca almasın. Baharın en güzel günlerinin yaşandığı şu günlerde kırlarda, bayırlarda, sokaklarda, okullarda korkusuzca özgürce dağ bayır demeden koşan gülen mutlu olan çocukların sesleri çınlatsın ortalığı. Hiçbir anne ama hiçbir anne ve hiçbir çocuk hayallerini, geleceğini, umutlarını, en temiz ve saf duygularını yitirmesin. Hiçbir gonca dalından koparılmasın. Ve daima hayat eksenimizin odağına her şeyden ayrı olarak önce “Çocuk” ve onun “Güvenliği ve mutluluğunu” oturtmalıyız. Bu konuda sorumluluk alanımıza ne giriyorsa ne gerekiyorsa tedbirler her ne ise cesaretle mağdurlar ve ailelerin yaşadıklarını yüreğimizde hissederek kimsenin gözünün yaşına bakmadan yapmalıyız.
Çünkü onlar bizim canımız ciğerimiz, evlatlarımız, yaşama sevincimiz ve en önemlisi onlar bizim geleceğimiz…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.