15.11.2022 17:04:00

Prof. Dr. Ahmet MARANKİ

MÜSİAD, biyoçeşitlilik, gıda güvenliği ve neslin muhafazası



Prof. Dr. Ahmet Maranki İletişim: maranki@maranki.com

Su hayattır! Susuz hayat olmaz!

Yeni bir medeniyet iddia ve inşasındaki Türkiye’nin beş temel konusundan biri “gıda güvenliği ve neslin korunması”dır! Bu kadar gıdanın içindeki en strateji-hayati madde-gıda ise sudur! Suyu özenle seçen, her suyu içmeyen Osmanlı atalarımız, pek çok ilim-bilim adamı ve manevi büyüklerin de suyla ilgili unutturulmuş ibretlik sözleri araştırılmalıdır!

 

ALKALİ YAŞAM VE SUYLA GELEN HAYAT!

Yaklaşık 100 baskı yapan “alkali yaşam ve suyla gelen hayat” adlı kitabımızda su ile ilgili dünyadaki bütün gerçeklere dikkat çekerek tarihe  yazılı bir kayıt düşürdük!

 

SU STRESLİ KATEGORİSİNDEKİ, 

SU CENNETİ TÜRKİYE!!? 

Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı tarafından; “Türkiye su stresli bir ülkedir..!” diye defalarla açıklanmasına rağmen maalesef stratejik su mevzusuyla ilgili hiçbir radikal-planlı çalışma yapılamamıştır..!

İçme, sulama, kanalizasyon ve yağmur sularının yüksek verimlilikle değerlendirilememesiyle; tarım arazilerimizin, tuzlandırıp kimyasını-muhteviyatını bozan serme sulamayla sulanması, bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir!! Buna suyla ilgili her makamda yetkili olanlar ve suskun kalanlar da bu ihanetin ortağıdır!

Son yıllarda ülkedeki karışık ortamdan istifade eden, sessiz ve derinden Türkiye’de ev alıp yatırım yapan, yabancılara vatandaşlık veren bir zihniyetle; imara açık arazilerimiz, topraklarımız, çok kıymetli madenlerimiz ve en önemli kaynak olan sularımız yabancı şirketlerin eline geçmiştir!

Kaynak-memba sularımız, altyapı yetersizliği ve yanlış uygulamalar sebebiyle şebekeler üzerinden hanelere-binalara yeterince temiz ve şifalı-enerjili ulaştırılamadığı gibi; termal cenneti Türkiye’mizde termal teşvikleri yapılmamıştır! Her konuya teşvik veren hükümetler; insanlığın havadan sonra en mühim ihtiyacı yaşamsal zaruriyet sularla ilgili yerinde saymıştır!

 

HER ZAMANKİ GİBİ PALYATİF TEDBİRLERLE 

KİRLİLİK GİDEREK ARTMIŞTIR!

Baca gazı ve sera gazı gibi kısmi ölçümler yapıp; arkasında gizli planların olduğu uluslararası anlaşmalar ve çalışmalara “ekolojiyi koruma!?” adına imza atıp maalesef sadece havanda su dövmüşlerdir..!

Havadaki zehirli gazlar yüzünden Karadeniz başta olmak üzere Kocaeli, Sakarya, İzmir, Antalya, Çukurova, Kayseri, Konya ve doğuda pek çok şehir sanayisi yanlış yönlendirilerek şehircilik ovalara kaydırılmıştır! Bu stratejik hatalar, başta Bursa örneğinde olduğu gibi hükümetlerin-yetkililerin kusuru olarak özellikle seçim arefesinde çok büyük engeldir! “Gelecekte çözümlenemeyecek düzeyde!!” yanlış yapılanmayı yapanların büyükşehir belediye başkanı ve bakan olarak ödüllendirilmesi de ayrı bir garabettir, ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir!!?

 

SU HAYATTIR!

Yanlış karar ve uygulamalardan acilen geri dönülmelidir! Başta içme sularımız olmak üzere tüm su kaynakları ve kullanımında tamamen milli-yerli firmalarla geleceğimiz ve gelecek nesillerimizin güvence altına alınması lüzumludur elzemdir kat’idir! Sektörünün %70’i yabancıların elinde olan su sanayinin millileşmesi en önemli başlıktır ve mutlaka meclisten geçecek yasalarla korunmalıdır! Her tür kaynak ve akarsuların korunarak ehliyetsiz ellerde heba edilmesine set çekilmelidir!!

 

SU, EN STRATEJİK MESELEDİR!!!

Türkiye’mizin su depoları, barajları, gölleri ve göletleri maalesef açık durumdadır. Yüksek teknolojiyle, İHA’larla, uydulardan gönderilecek radyo dalgalarının belli frekanslarıyla suların kristal yapısı değiştirilebilir-bozulabilir! Sınırsız teknolojinin sayısız yöntemi ve özellikle göstere göstere chemtrails zehri saçan uçaklar üzerinden atılabilecek toksik maddeler ve/veya mikrop türleriyle, topyekûn bir ülkenin kısa-orta veya uzun ‘istenen dönemde’ hastalandırılıp yok edilmesi mümkündür!!!!

Son yıllarda anormal artan, başta nesilleri yok eden “frengi, bel soğukluğu, herpes, AIDS” gibi eskiden ahlaksızlıkla bulaştığı bilinen hastalıklar; bugün Avrupa’da %100 sınırına yaklaşmıştır!! Türkiye’de normal doğum %40’a düşmüştür! Yaptığımız çalışmalarda bu hastalıkların okullarda, AVM’lerde, yurtlarda ve bilhassa teşvik edilen havuzlarda, hiçbir tedbir alınmadan ve test yapılmadan kullanılan mahallerde yayılmasıyla insan nesli “bilerek” yok edilmektedir!!??

Zaten küresel çetenin de amacı budur! Kendine hiçbir tehdit oluşturmayan, pasif, ne denirse kabullenen, haksızlıklara susan, tepki vermeyen-veremeyen, narkozlu mankurt sürü oluşturmaktır! Kendilerinin yazdığı, ilâhiden bozma muharref kitaplarındaki emirlere harfiyen uymaktadırlar! Kendileri dışındakiler goim-köledir ve her türlü aşağılamaya-yok edilmeye müstahaktır!

 

KÖLELEŞTİREN SİSTEME ACİLEN 

KANUNİ TEDBİR ALINMALIDIR!

Küresel şeytan aklına hizmet edecek köleler özellikle, hiçbir dine mensup olmayan, hiçbir mensubiyeti, değeri, önemsediği olmayan; sadece verilen emirleri yapanlardan oluşturulur! Bu köleleştirme asıl ve zaman zaman dozu arttırılan bozuk gıdalarla yapılmaktadır. Ayrıca çocuklukta başlayan rutin damgalamaları ilerleyen zamanlarda da sahte salgın-hastalık gibi tuzaklarıyla perçinleyip dünya neslini bedenen ve ruhen kırıma uğratmaktadırlar! Bir şekilde ölmeyenlereyse fiziksel savaş ve elektromanyetik dalgalarla hastalandırma gibi saldırılar yapıldığı da mutlaka görülmelidir ve acilen en üst seviyede araştırılıp kanuni tedbir alınmalıdır! Vesselâm.

Not: Taksim’deki menfur saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet ve yaralılara acil şifalar dilerken milletimize de geçmiş olsun dileklerimi sunarım!

 


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.