8.09.2023 09:46:00

Ulaş Salih Özdemir

 

MÜLTECİLER SADECE MÜLTECİ Mİ?

EV SAHİBİ Mİ OLUYORLAR?

Merhaba Değerli Okurlarım,

Yazılarımda pek politik ve siyasi konulara girmemeye gayret gösteriyorum.

Ama bazı bazı kendimi tutamadığımı da itiraf etmeliyim.

Hele ki zülfü yâre dokununca duramıyorum.

Geçtiğimiz gün Beylikdüzü Kaymakamlığı bünyesinde bulunan nüfus müdürlüğüne gittim.

Bu arada devlet işleri halen olanca ağırlığı ve yavaşladı ile devam ediyor.

Bunu da anti parantez belirteyim.

E devlet üzerinden naklinizi alamıyorsunuz.

Neden şehirler arası gelmişsiniz.

Çok çağ ötesi bir uygulama.

Neyse konuya gelirim.

İkametgah için randevumu aldım.

Bekledim sıra beklemeye.

Etrafımda tek Türk vatandaşı yoktu neredeyse.

40 yakın yabancı adres kayıt ya da nakil için sıra bekliyordu.

Yabancı düşmanı değilim.

Hele ırkçılık bu konuda hiç yapmam ama bu sorun ciddi anlamda demografik yapımızı etkileyeceğini düşünüyorum.

Yerli halkta hem de okul açılmadan önce hiçbir hareket yokken bu kadar yabancının adrese kayıt yaptırması açıkçası beni ürkütüyor.

Evet küresel dünya.

Dünya artı bir tuşun ucunda ama bu kadar da ucuz olmamalı.

Bu kadar çabuk vatandaşlık verilmemeli.

Nitelikliye hadi bir yere kadar eyvallah ama .

Aması çok su götürür.

Yarin vakti zamanı gelince nasıl ya da ne şekilde ülkelerine dönecekler.

Ya da dönerler mi?

Ben olsam dönmem!!!

Bu kadar rahat şartlar da vatandaşlık alan.

Sığınmacı kabul eden belki de dünya da başka devlet yok.

Bakınız bizim beğenmediğiniz Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan gibi ülkeler dahi mülteci sorununa dikkat ediyor.

Bizim ülkemiz dilim varmıyor ama yol geçen hanı haline gelmiş durumda.

Bu konuda cici tedbirler almak zorundayız.

Toplumsal hareketlenmeye açık olan Türk Milleti bu onu da kışkırtmalara ve provokasyonlara çok açık haldedir.

Ekonomik krizin derinleştiği ve her geçen gün tüm halk katmanlarında hissedildiği için millet saracak yer arıyor.

Bugün sırada bir Türk Vatandaşı neden bize öncelik yok.

Bunları kovmak lazım gibilerinden faşizan yaklaşımlar sergilemeyi kendine hak görüyor.

Halbuki Türkiyeli bir çok insan dünyanın her yerinde özelliklede Avrupa’da fink atıyor.

Kendimize yapılmasını istemediğiniz hal ve hareketleri başka millet unsurlarına da yapmamanız lazım.

Lakin özellikle siyasette bu işin propaganda malzemesi yapılması yine halkımız ikiye ayırmış durumda.

Bakalım ne olacak göreceğiz.

##

Kartal gibi olun

Kartala saldırmaya cesaret eden tek kuş kargadır. 

Karga kartalın sırtına oturur ve boynunu ısırır. 

Kartal ne karşılık verir, ne de kargayla savaşır; kargaya zamanını ve enerjisini harcamaz, 

sadece kanatlarını açar ve daha yükseğe uçar. 

Uçuş ne kadar yüksek olursa,

karganın nefes alması o kadar zorlaşır ve sonunda karga oksijen eksikliği nedeniyle aşağıya düşer.

Kartal gibi olun.

Kargalarla uğraşmayın.

Sadece yükselmeye devam edin.

Yolculuk boyunca orada olabilirler ama yakında düşecekler. 

Dikkatinizin dağılmasına,

yenik düşmenize izin vermeyin.... 

Hedeflerinize odaklanmaya,

öğrenmeye, 

büyümeye ve 

yükselmeye devam edin.

Sonunda başaracaksınız.

Not: Alıntıdır.

 

 


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.