Merhamet, Besmelede Gizlidir…
“Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla” başlarken her hayra, neden kalbimizdeki taşları hâlâ kırmadık?
Yukarıdan En Aşağıya
Allah, toprağın bağrında sürünen bir karıncaya dahi dokunmaya ruhsat vermezken; insan, nasıl olur da bir başka insanın canına kıyar?
Batı, yıldızlar arasında istikbal ararken; biz hâlâ bir kadının yaşam hakkını korumakta acziyet içindeyiz.
Teknoloji çağında değil, cehalet devrinin kuyusunda çırpınıyoruz.
Kendine “Müslümanım” diyen birinin, Kur’an’da katil için indirilen ilahi azabı bilmemesi mümkün mü?
Yoksa “iman”, yalnızca kimlik kartında yazan bir ibare ya da dudak ucuyla savrulan bir kelime midir?
“Kim bir cana kıyarsa, tüm insanlığı katletmiş gibidir.”
Bu ayet, kulaklarda değil, kalplerde çınlamalıydı.
Fakat çınlamıyor… Çünkü besmele, dillerde var; fakat kalplerde yok.
İnsaf ve İdrak: Eşref-i Mahluk’tan Esfel-i Sâfilîn’e
Din, boşanmayı meşru görür; zira insan, mecburiyet altında sevemez.
Ancak bazıları, saplantılarını aşk sanıp, sevgisizliklerini sadizme çevirir.
Zorla sevgi, tıpkı kurşunla çiçek sulamak gibidir: Ölüm getirir.
Kadını bir meta sanan; erkeği hâkim, sevgiyi zindan, hayatı esaret bilen anlayış; eşref-i mahluk olan insanı esfel-i safilîn çukuruna düşürür.
Ve orada ne aşk yeşerir, ne merhamet.
Besmele Her Hayrın Başındadır... Peki Ya Sonunda?
Üç öğün dolu sofraların başında çekilen besmele, aç komşunun sessiz bakışlarında boğuluyorsa; o besmele, dilden kalbe inememiştir.
Dükkânını besmeleyle açıp terazisini hileyle kullanan;
Camide Allah’a eğilip, evde eşini aşağılayan;
Yolda ezanla irkilen ama hayvana taş atan kimse…
Besmeleyi yalnızca bir açılış duası değil, bir hayat düsturu olarak okumadıysa; o kişi, Allah’ın “Rahman” ve “Rahîm” isimlerinden nasiplenmemiştir.
Unutma:
Merhamet, Allah’ın yeryüzündeki gölgesidir.
Gölgesini çekerse, kullar birbirini yer.
Besmele, merhametin şifre kapısıdır; açılmazsa insan, kendini bile tanıyamaz.
Vicdanın Aynası ve Sessiz Sorgular
Evine girmeden önce sokağın kenarındaki köpeğe taş atıp sonra “Bismillah” diyerek içeri adım atan insana;
Biri çıkıp da Mahkeme-i Kübra’da sorarsa:
“O taş, Allah’ın mahlukatına mı; yoksa vicdanına mıydı?”
Ne cevap veririz?
Eline bıçak alıp bir cana kıyan kişi; elbette Allah’ın değil, kendi nefsinin adına hüküm kesmiştir.
Ve unutmasın: Nefs ile gelen hüküm, Rab katında geçersizdir.
Hayatımız Besmeleyle Mi Başlıyor, Yoksa Nefretle Mi?
Besmele çekerken Rahman ve Rahîm isimlerini telaffuz ediyoruz.
Ama o isimlerin derinliğine hiç iniyor muyuz?
Rahman, herkese şefkatlidir; kafire de, mümine de.
Rahîm, ahirette mümin kullarına özel bir merhamet gösterir.
Besmele çeken birinin ruhu, bu iki isimle yoğrulmalı değil midir?
Peki biz?
Besmeleyle kapı açıyoruz ama kalbimizi kapalı tutuyoruz.
Besmeleyle işimize başlıyoruz ama adaletle bitirmiyoruz.
Besmeleyle dua ediyoruz ama başkasının duasına kulak tıkıyoruz.
Son Söz: Besmele Gerçekten Hayırla Başlıyor mu?
Eğer gerçekten besmeleye göre yaşasaydık;
— Komşumuz açken tok yatamazdık,
— Kadınlar can derdinde olmazdı,
— Hayvanlar taşlanmazdı,
— Dürüstlük tebessümle anılırdı.
Ve evet, dünya — cennet olmasa da — cennete bir adım daha yakın olurdu.
Ey Kalem Tutan İnsan!
Besmele sadece bir lafız değildir.
O, Allah’ın insana rahmetle bakışının ismidir.
Sen o ismi her gün diline alıyorsan, önce kalbine indir.
Çünkü merhamet, Allah’a en yakın duygudur.
Ve merhametin anahtarı... besmelededir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.