13.04.2023 15:25:00

Dilara Pınar ARIÇ

KOCA MUSTÂPAŞA

“Koca Mustâpaşa! Ücrâ ve fakir İstanbul!”

Bu mısranın sahibi Yahya Kemal, İstanbul’un şirin bir semtini anlatırken böyle başlıyor sözlerine. Osmanlı’da medeniyetin küçük bir örneği olan Koca Mustâpaşa… Bize biz’liğimizi hatırlatan ve adeta farklı desenlerden meydana gelmiş eşsiz güzellikte, o medeniyetimizin renginden yani turkuaz bir vazo, Koca Mustâpaşa. 

Fakir ama imanlıdır sakinleri… Koca Mustafa Paşa Külliyesine her girişte Sarı Sıdıka’ya dua eden… Ya da Hz. Hüseyin’in Kerbela vakasından kaçarak gelen iki kızına… Ya da Sünbül Sinan Efendi’ye…

Yahya Kemal,

“Ne ledünnî gecedir! Ta ağaran vakte kadar,

Bir mücevher gibi Sünbül Sinan’nın ruhu yanar.” der.

Sessizdir bu semt. Geceleri tenha ve yorgundur. Karanlıklara bir nur doğar geceleri. 

Sünbül Efendi adıyla meşhur bir zat. İstanbul’daki ilk Halveti tekkesini kuran, Cemalettin-i Halvetî’den geçen posnişinde oturarak etrafına ışık saçan, yanında nice gönül erlerinin yetiştiği, tacına sünbül taktığı için Sünbül Efendi adını alan büyük bir neferdir. 

İstanbul’da oluşan bu tarikatta daha nice neferler yetişmiş, harflerden kelimelere, kelimelerden cümlelere, cümlelerden destanlar meydana gelmiş, medeniyet kuşu göklere yükselip pervaz etmiştir.

 Medeniyetimizin, anlayışımızın, mesut ve sakin yüzümüzün bir timsali olmuştur bu yer. Kendinde birçok güzelliği barındıran bu külliye serviler altında, minik kedi yavrularını besleyen munis yaşlı dedelerin geçtiği mekandır. Elinden tuttuğu oğlunu okula götüren annelerin, cumaları nara nara yükselen kıraatların yeridir bu mekan. Memleketimizin suskun ama bir o kadar coşkun gönülleri içinde raks ettirir bu sade ama manen süslenmiş külliye.

Aslında bir manastırdan, Ayios Andreas manastırından külliyeye çevrilmiştir. Ancak semt Hristiyan, Yahudi ve Müslümanların dostluk içerisinde yaşadığı kollektif şuurun bütünüyle yaşandığı bir yerdir. Aynı sınıflarda kardeşlik bilinciyle okuyan bu gençler medeniyetimizin değişmez parçası hoşgörüyü barındırır.

Bu semt, medeniyetimizde hilye-i şerifi ilk defa yazıya geçiren ve hat sanatını en üst noktalara taşıyan Hafız Osman’ı yetiştirmiştir. Gönül fatihlerinin meydana çıktığı yerlerdendir Koca Mustâpaşa.

“Ne saadet! Bu taraflarda, her ülfetten uzak,

 Vatanın fâtihi cedlerle beraber yaşamak!..”

Ey sade mabet! Defalarca geçtim avlundan. Bilmeden değerini… Susmadan anlatmam gerekirdi oysa. 

Sen ki, yürekleri aydınlatan lamba… 

Sen ki, her dinden insanı buluşturan…

Sen ki, yaşanması lüzumlu…

Sen ki bir medeniyetin çerağı…

Sen ki, selviler altında bir sünbül bahçesi…

Senden uzaklaşmamam gitmemem gerek ey koca medeniyet. 

Sen ki damarlarımdaki kansın.

“ Gitme kal! Sen bu taraf halkına dost insansın,

 Onların meşrebi, iklimi ve ırkındansın.”

DİLARA PINAR ARIÇ


mehmet erdil
14.04.2023 00:20:08
güzel bir yazı, alkışlıyorum...

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.