Sabiha Rana
Tarih: 09.05.2016 21:00
Kadınlar ve İç Çamaşırları
Meğer, eski Mısır'da kadınlar kıyafetlerinin altına bir şey giymezlermiş...
Sadece köleler, dansçılar ve f.....r arkası ipli külotlar giyerlermiş...
İşte bunlar, çamaşır tarihinin ilk G-Stringleriymiş.
Yani önceden G-String'mi varmış?
Yooo
Varmış varmış…
Tabi ki yokmuş, ninem anlatırdı da inanmazdık..
Daha o zamanlarda M.Ö. 2000 de Adem'le Havva bile, çok dengeli beslenir, çok dengeli giyinirmiş.
Hatta terzileri onlara, iki incir yaprağından bir sütyen, iki de don dikermiş..
Siz hiç entarinizin ya da şalvarınızın altına yavuklunuzu sakladınız mı?
Nerede sizde o cesaret !..
Eskiden hanımlar sevdiği beyleri giysilerinin altına saklarlarmış..
Eski kadınlar nedense heyecana pek bir meraklılarmış..
Soruyorum!
Hangi cinlikle, cinlerinizin içine saklayabilirsiniz şimdi sevgililerinizi?
Artık gerek yok ki.
Her şey ortada mı diyorsunuz?
Anlamaz olur muyum canım siz heyecanı hem seviyor, hem de yiyorsunuz..
1930'lar da 'hafifleyen' iç çamaşırları, kadınları hem daha özgür hem daha seksi yapmış..
Oysa, Negligée ya da déshabillé adı verilen ince fanila-şort benzeri giysiler 1920'lerde kadınların en seksi iç çamaşırlarının başında geliyormuş.
Düşünsenize kızlar, meğer bizim ninelerimiz ne kadar seksi giyiniyorlarmış..
Lütfen bu konuda ısrar etmeyin... Düşünsenize...
Neyi Sabiş?
Dedelerimizin, ninelerimizi o halleriyle gördükleri zamanki hallerini.
Tekerleme gibi bir şey oldu değil mi? O yüzden burayı doğru yazdığımdan emin değilim.
Mini eteklerin altından görünen jartiyerler var ya hah işte onlar.
Jartiyer ilk çıktığı tarihlerde toplumun erotizme tahammül sınırlarını bayağı zorlamış diyorlar.. Resmen böyle yazıyordu.
O toplum, bu toplumu görecekti ki tahammül edebilmenin sabrına asaletine şöyle bir göz süzüp, breh, breh diyecekti...
Erkek iç güdüsünün sınırlarını tehdit eden tek kadınca hareket, nedir diye sorsam!..
1930'larda erotizm, kendini en çok çorapların bittiği yerle külot arasında kalan (sit alanı olan) yerde, bir kadının bacak bacak üstüne attığında ya da arabadan indiğinde gözüken o ince ten çizgisinde gösteriyormuş.
Buna ne deniyormuş biliyor musunuz?
Frikik !!!
Allah Allah, ben bu hafta Çarşamba pazarına da gitmedim.
Nereden aklıma geldi ki bu konu şimdi… Helal olsun bana hatırladım..
O gün anneler günüydü. Ve ben anne olmadan önceki hallerimi hatırlamıştım.. Kendime izin verdim.
Genç kızlığımda ki gibi, vitrinlere bakmak ve öyle amaçsızca dolaşmak istemiştim.. Üstüme başıma kılığıma belki bir fikir olur diye de vitrinlere bakıyordum.. Baktım bakmasına ama boşuna.. Değil giyineceğim, örtüneceğim türden dahi bir entari modeli görememiştim kısacası bulamamıştım kendime..
Bütün vitrinlerde görücüye çıkıyor gibiydi iç çamaşırları..
Dışlarına bunları giyiyorlarsa, içini siz hayal edin gayri diye de düşünmeden edemedim...
Demek ki bizim kadınımız, bizim kızımız, bu yüzden beli dizinde, yakası göbeğinde geziyormuş..
Onun için görünüyormuş, olmayan pantolondan olmayan don. Ben bunları düşünürken, Nişantaşı'ndaki mağazanın önünden sanki aldı beni bir güç, götürdü attı taaaa Mısır'a.
Ve öğrendim ki...........
İç çamaşırı, eski suç ortağı erotizm olmadan asla yaşayamazmış..
Melekler yüreğinizden öpsün...
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —