Tarih: 09.07.2025 20:32 Güncelleme: 09.07.2025 20:32

Zekeriya ŞAHİN

HAYATIN MANA VE EHEMMİYETİ....

Çocuktuk  hayallerimiz, vardı... 
Şuyum olsun buyum olsun, diye...

Sonunda hepsi oldu da, ne oldu...

Gençtik, şu olacağım bu olacağım, şöyle olacağım böyle olacağım diye, ümitlerimiz vardı....

Sonunda hepsi oldu da, ne oldu...

Aile dedik, evlat dedik iyal dedik, torun torba dedik...

Sonunda hepsi  oldu da, ne oldu.....

Ev dedik araba dedik, mal mülk dedik...

Sonunda hepsi oldu da,  ne oldu...

انماالحيات الدنيالعب ولهو...    :     Âyet

Anlamı : Dünya hayatı ancak, bir oyun ve eğlencedir...

Ve günün sonunda dünyanın bir oyun ve eğlence olduğu hakikatiyle, yüzleştik..

Bu hakikat, hayatın mana ve ehemmiyetinden başka bir şey, değildir, doğrusu....

Sizleri bilemem ama bu fakirullah, yaşadıkça,....

-Dünyanın sadece bir oyun ve eğlence olduğunu, ...

-Elimizde bulunanların aslında, birer emanet oyuncak olduğunu  ...

-Paranın şanın şöhretin karın doyurmadığını, gerçek anlamda huzur ve mutluluk getirmediğini..

-Lazımın sınırı ve yeteri, olmadığını ..

-Kefenin  cebinin, olmadığını...

-Bu dünyadan baki kalacak tek şeyin, sadece geride bırakılan hoş bir seda olduğunu ,...

-Dünya hayatında, gerçek anlamda huzur ve mutluluğun olmadığını, olamayacağını..

Bütün bunların hepisini  bizatihi, yaşayarak öğrendim..

Anladım ki.... 
Bu dünyada ölümden başkası, hep yalan imiş..

Şimdi tek ümidimiz, saadeti uhrada kaldı...

İnsan için saadeti dareyn ; hem bu dünyada hem de ahirette mutlu olmak diye bir şey, yoktur..

Saadet i uhra vardır, yalnızca. ..

Aslolan, ahiret saadetir yani....

Çünkü, asıl gerçek mutluluğu hisseden yönümüz bedenimiz değil, ruhumuzdur..

Bedenin mutluluğu, saman alevine benzer..

Kısa süreli ve de geçicidir....

Örneğin en lezzetli yemeği yersiniz...

Yemeğin sonunda, dilinizde o yemeğin lezzetinden hiçbir eser, kalmaz...

Ruhun mutluluğuna gelince...
Onun mutluğu kendisi gibi, ölümsüz kalıcı ve ebedidir..

Bir başka deyişle onun mutluluğu kalıcı ve ebedî, olandadır.

Ruhunuz kafesteki bir kuş gibidir..

Kafesteki kuşun önüne, ne kadar yiyecek koyarsanız, koyun...

İsterseniz onu altın kafeslerin  içerisinde yaşatın, o yine de mutlu olmayacaktır. ....

Vatanım da vatanım illa da vatanım, diyecektir..

Kendi öz vatanının  semalarında, mutlu huzurlu ve özgürce kanat çırparak uçmayı tercih edecektir, beden kafesimizdeki, ruhumuz...

Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, beden kafesinizdeki hapsedilmiş olan ruhunuzu hiçbir şekilde, gerçek anlamda, mutlu memnun ve mesrur, edemezsiniz..

Ruhunuzun önüne dünya nimetlerinin tamamını koysanız dahi, o yine de kendi vatanındaki (uhradaki) mutluluğun peşinden , uçacaktır....

Onun evi burası değildir ki, burada mutlu olsun..

Herkes çöplük dahi olsa, kendi evinde  kendi vatanında, rahat edermiş..

Ruhumuz bu dünyada başkasının evindeki, misafir gibidir..

Misafirlik evinde uzun süreli ve gerçek anlamda huzur aramak ise, beyhude bir arayıştır...

Gençler hayalleriyle, 
İhtiyarlar hatıralarıyla, yaşarmış...

Artık bizim için, yeni hayallerin ve ümitlerin peşinden koşmak, yoktur.

63 yılın ardından elimizde kalanlar sadece, hayattaki yaşanmışlıklardır..

Ve onlardan arda kalan acı tatlı, hatıralardır...

Bilmiyorum yanlış mı  düşünüyorum....

Bilmiyorum böyle düşünen, bir ben miyim..

Benim penceremden hayat, böyle gözüküyor..

Fi emanillah.

Zekeriya Şahin 
Emekli Öğretmen, Samsun... 
55 - 61,   61 - 55


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.