Geçim Derdi Üzerine
Sokakta, pazarda, işyerinde… Kime kulak verseniz aynı serzeniş: “Geçinemiyoruz.” Bugün Türkiye’nin en büyük meselesi ne siyaset, ne dış politika… En yakıcı sorun mutfaktaki yangın.
Eskiden maaş yetmese bile bir şekilde idare edilirdi. Şimdi maaş, daha elinize geçmeden eriyor. Bir baba çocuğuna mont alamıyor, bir anne pazarda meyveyi tane hesabıyla alıyor, gençler “geleceğimizi yurt dışında arayalım” diyor. İşte geçim derdi dediğimiz şey, tam da bu.
Rakamlar da hikâyeyi doğruluyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı ne olursa olsun, vatandaşın hissettiği gerçek enflasyon bunun çok ötesinde. Market rafında geçen yıl 20 liraya alınan ürün bugün 50 lirayı bulmuşsa, kağıt üzerindeki verilerin bir anlamı kalmıyor.
Ama asıl tehlike ekonomik değil, toplumsal. Çünkü geçim sıkıntısı sadece sofrayı değil, umutları da tüketiyor. İnsan geleceğe dair hayal kuramadığında, toplumda huzur kalmıyor.
Çözüm günü kurtarmak değil, üretimi artırmak, gelir dağılımında adaleti sağlamak, alın terinin değerini vermek. Vatandaşın derdini dindirecek olan, uzun vadeli ve güven veren politikalar.
Unutmayalım: Bir ülkenin gerçek gücü, ne rakamlarda ne de tablolarında saklıdır. Gerçek güç, vatandaşının akşam evine huzurla ekmek götürebilmesidir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.