Tarih: 29.09.2025 09:36 Güncelleme: 29.09.2025 09:36

Ercan BAŞ

Gazze’de Sessizlik, Kanın Yerini Alıyor Mu?

Gazze… Ne zaman gündeme gelse, insanın aklına yıkık binalar, gözyaşları ve bir türlü sona ermeyen kuşatma gelir. Dünya gözünü kapasa da, acı orada sessizce sürüyor. Peki, bu sessizlik gerçekten barışın habercisi mi, yoksa sadece kanın görünmediği bir ara mı?

Son dönemde ilan edilen ateşkesler geçici bir nefes kadar kısa sürüyor. Silahlar sustuğunda bir an için şehirlerde sessizlik hâkim oluyor, insanlar evlerinde güvenle nefes alıyor. Ama çok geçmeden yeniden çatışmalar başlıyor ve barış masaları yalnızca haber bültenlerinde yer alıyor. Bu durum, Filistin’in kaderinde neyin değişmediğini, neyin değişmesi gerektiğini bize gösteriyor: Kalıcı ve adil bir çözüm olmadan gerçek barış mümkün değil.

Gazze’deki dram sadece bölgesel bir sorun değil, küresel bir vicdan meselesidir. İnsan haklarının korunması, çocukların güven içinde büyüyebilmesi, şehirlerin yeniden inşa edilebilmesi sadece bir ülkenin değil tüm dünyanın sorumluluğudur. Ne yazık ki politik çıkarlar ve uluslararası hesaplar çoğu zaman insan hayatının önüne geçiyor.

Türkiye’nin ve diğer ülkelerin arabuluculuk çabaları önemli ama tek başına yeterli değil. Kalıcı barış için uluslararası toplumun gerçek bir irade göstermesi gerekiyor. Silahlar sustuğunda bir anlık sessizliğe razı olmamalıyız; Gazze halkı hak ettiği barışa kavuşana kadar mücadele sürmeli.

Unutulmamalıdır ki, sessizlik bazen barış maskesi, bazen de kanın görünmediği bir ara olabilir. Önemli olan, sessizliği umutla dolduracak somut adımlar atmaktır. Gazze, insanlığın vicdanını test etmeye devam ediyor.


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.