Tarih: 21.02.2014 13:02 Güncelleme: 21.02.2014 13:02

Ulaş Salih Özdemir

 Geçtiğimiz hafta sonu şubat ayının güzel bir gününde dedik ki, maça gidelim. Yanımda bir dostumla beraber başladık,  sonu hiç de iyi bitmeyecek olan serüvene… 

Önce metrobüs, Mecidiyeköy’de in, hemen vakit geçirmeden metroya bin… Sanayi durağında in… Oradan bir sürü yürüyen merdivenden önce çık, sonra in… Bir sürü gereksiz alkollü ve alkolsüz adamın ağız kokusunu çek. Adam yanında ana avrat dümdüz küfür etsin, maalesef ki sineye çek. ( bu arada maça eşini, kız arkadaşını götürenlere de o kadar galiz ve sinkaflı küfür arasında üzüldüm aldıkları yüz halinden ben haya ettim ) Kamu malına zarar versin, sen için içini yiyerek sus...  Metroyu sallasın, tezahürat yapsın…

“Zıpla!!! Zıpla!!! Zıpla!!! Zıplamayan Fenerli” desin. Zıplamadan mütevellit metro arıza yapsın, sonrada bu metro neden hareket etmiyor. Maç başladı lannn…diye güvenliği ve görevliyi tartaklasın. Maça gittiğine gideceğine pişman ol. Seyrantepe durağında in. ( Önce yine çık, sonra tekrar in. Belki sıralamayı karıştırmışımdır. Belki inip sonra çıkmışızdır. Ama o kadar indim çıktım ki şaşırmamak elde değil ) Sonra uzun bir tünelden stada ulaş, maç başlayalı 22 dakika olsun. Galatasaray çoktan işi bitirmiş, heyecan azalmış. Bu sırada senin stada girme heyecanın doruklara ulaşsın. Bilet bulama, sonra görevlilere: “Ağabey beni de içeri al” sesleri arasında içeri girme denemeleri. Tam bu sırada Galatasaray’ın ikinci golü… Her şeyin bittiği an. Gol attıklarına sevineyim mi? Yoksa üzüleyim mi? bilemedim.

Ufffff… Kabusta mıyım derken, birden aklına parlak bir fikir gelsin. Taksime gidelim bari… Yanındaki dostunun onayından sonra Taksime git. Ve kabus dolu gece, bol karabasanlı geceye dönsün. Daha metrodan iner inmez gözünde hafif hafif yanmalar hissedersin. Espri olarak. Yanındaki dostuna: “Galiba Gezinin gazı sinmiş” dersin ki heykelin yanına çıkar çıkmaz göz yaşı pınarların sellenmeye başlar. Neyse dostum Sıraselvilerden geçerek inelim fikrine katılırsın ki, o daha da beter bir vakaa ortaya çıkarır. Az ötede patlama sesleri gelir sen iyi niyetinle havai fişek atıyorlar, uzun bir aradan sonra Taksime gelişimi kutluyorlar diye espriyi yapmak üzere iken birden bilincin kapanır. Gözyaşlarının contası error verir. Sinüslerindeki sıvıları (biz halk dilinde buna sümük deriz) yerlere boca edersin, genzin yanar. Ruhunu teslim etmek istersin. Ama alacak Azrail oralarda değildir. Derken birden rap… rap… rap… rap… sesleri ile irkilirsin gözün bir şeyi görmediği için sesin geldiği tarafa doğru ben eylemci değilim…. Masum öğretmenim  feryadını atarsın ki cop!!! yemekten son anda kurtulursun. Birkaç dakikaya kendine gelirim sanarsın lakin nafile… Bir türlü stabil hale gelemezsin. Sonra bir gayret kendini toparlar olay mahallinden kaçar adım uzaklaşıp. Kendini zar zor metroya atarsın. 

SONUÇ MU?

1. Bir daha Taksime gitmeye tövbe edersin.
2. Bir daha Galatasaray maçına gitmeye tövbe edersin.
Ancak o esnada hatırlarsın ki bir önceki maç akabinde de aynı tövbeyi yapmışsın… 

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.