Esnaflar
Bağımsız çalışan, yaptığı iş sermayeden çok kol ve beden gücüne, yani emeğe dayanan girişimciler esnaf olarak tanımlanır. Zanaatkârlar ve küçük ticarethane sahipleri bu gruba girer. Kuaför, terzi, nakliyeci, emlakçı, fırıncı, boyacı, tesisatçı, araba tamircisi gibi pek çok hizmet kolu vardır. Kısacası, esnafa işi düşmeyen yoktur. Ancak bu devirde hem işini iyi yapan hem de dolandırmayan esnaf bulmak gerçekten zorlaştı.
Bir yakınım, çocuğuna internetten ev kiralamaya çalışırken dolandırıldı. Ev için kaparo verdikten sonra bir daha ev sahibine ulaşamadı. Şikayetçi oldu; bakalım bulunabilecek mi? Benzer bir şekilde evimi taşımak için bir nakliye şirketiyle konuştum, fiyat aldım. Derken piyasa araştırması yaparken ilk konuştuğum nakliyeci beni arayıp, “Hocam, siz benim arkadaşla da konuşmuşsunuz, onunla mı anlaşacaksınız?” diyerek beni telefonda bir güzel fırçaladı. Ne yani, araştırma yapmak suç mu?
Emlakçılar da ayrı bir alem. Satıştan alacakları komisyon oranı %2 olmasına rağmen buna uyan neredeyse yok. Komisyonlar %3, hatta %4’lere kadar çıkabiliyor. Boyacılarla konuşuyorum, işçilik ücreti olarak boya fiyatının on beş katını istiyorlar. Koltuk siparişi vermek istedim, kırk beş gün sonraya gün verdiler. Parasını peşin ödemeye korktum; “ya savsaklar, zamanında yapmazlarsa” endişesiyle ellerinde hazır olanı alıp işimi garantiye aldım.
Oğluma yatak almak istedim. Satış mağazasında ürünü beğendim, pazarlığını yaptım ama yine de içim rahat etmedi. “Ya geciktirirlerse, sipariş karıştırılırsa, ya da başka ürün getirirlerse?” diye düşündüm. Esnaf beni zar zor ikna etti. “Ödemeyi ürün gelince yaparsınız,” dedi. Her şey normaldi ama ben güvenemiyordum nedense!
Tabii ki iyi örnekler de var. Mesela yıllardır gittiğim kuaförümden çok memnunum. Saçımı özenle keser, boyar, şekil verirler. Ne yaptırırsam yaptırayım, hiçbir endişe taşımam. Ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarını bilirim. Öncesinde hiç fiyat konuşmam, çünkü güvenim tamdır. Müşteriye, eve gelen misafir gibi özen gösterirler. Kısacası zor buldum, kaybetmeyi de düşünmüyorum.
İşi bir şekilde yaptırırız ama asıl mesele şu: İş yaptırırken dolandırılır mıyım, iş bittikten sonra kazık yer miyim? Bu sorular hep kafaları meşgul eder. Ülkemizde çoğu zaman okumayan insanlar esnaflık yapıyor. Oysa eğitim şart; her mesleğin bir okulu olmalı. İşini dürüst yapan esnaflar olursa hem güvenle işimizi yaptırır hem de paramızla rezil olmayız.
Yazar: Muazzez Toğrul
Anahtar kelimeler: Muazzez Toğrul, esnaflar, güven, hizmet sektörü, müşteri memnuniyeti, dürüstlük, kuaför, emlakçı, nakliyeci, küçük işletme, ticaret, tüketici deneyimi, Türkiye esnaf kültürü
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.