Tarih: 25.11.2011 17:24 Güncelleme: 25.11.2011 17:24

İbrahim Hakkı Damat

İlk olarak 31 Mayıs 2005 tarihinde yayımlanan Orta Vadeli Program(OVP), kamu ve özel sektör için ekonomide öngörülebilirliği artıran bir yol haritası niteliğini taşımaktadır. Unutulmaması gereken şey; programın kapsadığı üç yıl içerisinde küresel büyümenin kademeli olarak artacağı, ticaret ortaklarımızın ise daha ılımlı büyüyeceği, yükselen piyasa ekonomilerine sermaye girişinin devam edeceği, uluslararası mal ve ham petrol fiyatlarının yatay bir seyir izleyeceğinin varsayıldığıdır.
 
Kamuda iyi yönetişim, şeffaflık, hesap verebilirlilik gibi ilkelerin uygulanmaya başlanmasıyla yayınlanmaya başlayan OVP’ler, belirsizliğin azaltılması, rekabet gücünün ve istikrarın korunması, kamu veya özel kurumlara ait stratejik planların beklentiler yönünde revize edilmesi gibi faydalar sağlıyor. Bu bakımdan takdire şayan bir çalışma ve uygulama olarak görüyorum.
Geçmiş yıllarda açıklanan OVP’lere nazaran daha gerçekçi hazırlanmış olduğu kanaatine vardığım OVP(2012-2014)’ye baktığımızda dünya ticaret hacminin %12,8’den bu yıl için %7,5’e ve ardından 2012 yılında ise %5,8’e gerileyeceği öne çıkan bir veri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yine genel durum tespiti bağlamında ortaya konan verilere göre Euro Bölgesi’ne ilişkin büyüme tahmininin 2011 yılı için %2’den %1,6’ya ve 2012 için ise %1,7’den %1,1’e revize edildiğini görmekteyiz.
Türkiye ekonomisine baktığımızda ise ABD ve AB bölgesinde oluşan kara bulutların tesiriyle büyüme hedeflerinin kötü hava koşullarına uygun hale getirildiğini müşahede etmekteyiz. “Bir resim, bin kelimeye bedeldir.” sözünün hakkını vermek için gelecek üç yılın hedef ve beklentilerini aşağıdaki tabloda sunuyorum.
 
2011
2012
2013
2014
Kişi Başına Milli Gelir
(GSYH, Dolar)
10.363
10.973
11.716
12.412
GSYH Büyümesi (%)
7,5
4
4
5
İşsizlik Oranı (%)
10,5
10,4
10,2
9,9
Toplam Tüketim(%)
6,2
3,0
3,5
3,4
Toplam Yurtiçi Talep (%)
9,4
3,9
4,8
4,7
İthalat (Milyar $)
236,9
248,7
272,5
295,9
İhracat (Milyar $)
134,8
148,5
165,7
185,1
Dış Ticaret Dengesi (Milyar $)
-102,1
-100,2
-106,8
-110,8
Dış Ticaret Hacmi / GSYH (%)
48,5
48,3
49,3
50,5
Turizm Gelirleri (Milyar $)
24,0
26,0
29,0
31,0
Cari İşlemler Dengesi (Milyar $)
-71,7
-65,4
-67,0
-67,1
Cari Açık / GSYH (%)
-9,4
-8,0
-7,5
-7,0
Borç Stoku / GSYH (%)
39,8
37,0
35,0
32,0
Merkezi Yönetim Bütçe Açığı / GSYH (%)
-1,7
-1,5
-1,4
-1,0
 
Yukarıdaki tabloda arz edilen veriler bize genel anlamda bir öngörü sunuyor, yolumuzu aydınlatıyor. Elbette programda artı veya eksi yönde sapmalar olabileceği de ihtimal dikkate alınmalıdır ve bu nedenle gelecek planlamasındaki senaryolarda özellikle negatif yönlü hareke mutlaka yer verilmelidir.
OVP’ de özellikle tasarruf bilinci ve tasarrufların arttırılmasına yönelik tedbirler üzerinde sıkça durulmuştur. Nitekim hal-i hazırda vatandaşlarımızın %45’i kazandığından fazlasını harcamış durumdadır.  Tablodan da anlaşılacağı üzere işsizlik oranı önümüzdeki yılsonunda ve sonraki yıllarda bugünkünün üzerinde seyredecek. Büyümenin %4’lere düşeceği tahmin edilen 2012 yılında işsizlik oranının neredeyse bir önceki yıl ile aynı kalması soru işareti uyandırmakta ve can sıkıcı bir veri olarak karşımızda durmaktadır. Fakat programın detaylarına inildiğinde istihdamın korunmasına yönelik önemli ve etkili tedbirler alındığı gözlemlenmektedir.
OVP’ de üzerinde sıkça durulan bir başka husus da küresel rekabet gücünün korunabilmesi için özellikle yenilikçiliğe(inovasyon) ve Ar-Ge’ye dayalı, katma değeri yüksek, markalı ürün ve hizmetlerin üretim ve pazarlama süreçlerinin destekleneceğidir.  KOBİ destek mekanizmalarının çeşitlendirileceği, muhasebe ve finansal raporlama standartlarına uyumlarının sağlanacağı, toplum düzeyinde yaygın ve yerleşik fikri haklar kültürünün oluşturulacağı hususları da ayrıca dikkate değer bulunmaktadır. Yine sanayi ve hizmetlerde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin sağlanmasını öne çıkan bir başlık olarak görüyorum.
 
Kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin arttırılması bakımından daha etkili ve uygulanabilir stratejik planların hazırlanmasıve ölçme, değerlendirme, izleme süreçlerinin geliştirilecek olması, eğitimde kalite, rekabet, verimlilik ve fırsat eşitliğini artırmaya yönelik olarak okulları merkeze alan bir örgütlenme ve bütçe sistemine geçilecek olması,  eğitim yönetiminin yeniden yapılandırılacakolması, eğitimin işgücü talebine duyarlılığının artırılması, e-Devlet uygulamalarında kullanıcı odaklılık, kullanıcı memnuniyeti, katılımcılık gibi hususların da gözetilecek olması da memnuniyet verici hususlar olarak değerlendirilmektedir.
 
 Unutulmamalıdır ki, “gelecek, hazırlıklı olanlara güler.”

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.