EDEBİYAT VE HAKİKAT.
Bunu zaten her zaman yaşıyorsunuz!
Ben yine de anlatayım!
Nasıl mı?
Her cumaa günü Cumaa tebrikleri havada uçuşmuyor mu!
Hatta Perşembe akşamından başlıyor!
Misal;
Öyle bir dua et ki; günahın tövbenin büyüklüğünden ağlasın...Şeytandan yaradana sığın ki nefsin seni değil; sen nefsini yakasın ~ Hayırlı Cumalar ~
Allah'tan bir dua gibi Peygamber'den bir armağan gibi sevabınız bol olsun! Hayırlı Cumalar...
Selamünaleyküm '' Eğer Din, Ölümden önce bir işe yaramazsa, Ölümden sonra hiçbir işe yaramayacaktır '' Hayırlı Cumalar!
Cumaanız Mubarek olsun içiniz huzur bulsun efem!
Rabbim ne muradınız varsa versin! Dualarınız kabul olsun.
Rabbim dertlilere ve borçlulara yardım etsin. Hayırlı cumaalar.
***
Görüldüğü üzere güzel ifadeler ve sanal cömertlikler alabildiğine ve sınırsız!
Yazı, arka fonda güller ve çiçeklerle süsleniyor!
Daha neler neler…
Her şeyin bir edebiyat tarafı vardır,
Bir de hakikat tarafı vardır!
Yukarıdaki Cumaa mesaj misalleri tam bir edebiyattır!
Hakikatini ise;
İmam efendi söylüyor!
Hatta söylemeden hutbeden indiği 1390 senedir vaki değil!
Ey insanlar!
Allah size şunları emrediyor;
Adaletli olun!
İyilik yapın!
Akrabalarınıza yardım edin!
Ne Adaletli olan var,
Ne doğru dürüst iyilik eden var,
Ne akrabaya yardım eden var!
Oysa bu emri Cumaaya gitmiş olan bütün savcılar duyuyor!
Hakimler duyuyor, Avukatlar duyuyor,
Belediye başkanları duyuyor, Milletvekilleri duyuyor,
Belediye meclis üyeleri duyuyor, Tarım bakanlığının tüm çalışanları duyuyor, Kardeşleriyle miras yüzünden mahkemelik olanlar duyuyor,
Öğretmenler duyuyor, halk duyuyor hasılı Müslümanlar duyuyor vesselam..
Bu emirler kulak verilip yerine getirilmiş olsa;
Biz bunu toplumun düzeninden,
mahkeme kayıtlarından,
sosyal yardım vakıfların işsizliğinden,
Kurtla kuzunun beraber yayıldıklarından anlardık ki yerine getiriliyor!
Ne yazık ki yerine getirilen sadece, Havada uçuşan dilek ve temenniler dir, yaldızlı ve güllü, envai türlü edebiyatın konusu olan mesajlardır.
Hakikatler ise bir ritüelden öteye geçmemektedir!
Bir toplum, inancın muazzam mezkur akidelerine bu kadar mı lakayt kalır.
İçini boşaltır!
***
Bu konu, işçi bayramı olan 1 mayısta da farksızdır!
Ogün de, çok yerde işçilerin hoşlanacakları güzel yaldızlı sözler söylenir, işçiler baş tacı edilir, medeniyet sizin nasırlı ellerinizin ürünüdür denilir.
Bol işçi edebiyatı yapılır!
Halbuki işçinin hakikati ise;
Memurun 10 katı işleri yapmalarına rağmen onların yarı parasına,
Haftada sadece 2 değil bir gün tatile ve 8 değil 12 saat çalışmaya talim etmektir.
Yazık değil mi günah değil mi!
***
Edebiyat gönlü hoş tutar!
Hakikat acıtır!
Edebiyat olmasın demiyoruz ama Hakikat den sonra olsun da öyle görelim!
Hakikatin öncelikli olmadığı hiçbir şey "insani" değildir.
Hakikatle edebiyatın yerini değiştirmişiz!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.