Esma YILMAZ
15.05.2025 21:13:46
Daha önce çözüm süreci adı altında aynısını yaşadık. Sözde PKK silah bıraktı farkat en çok da o süreçte canımız yandı. Askerimizin başına çuval geçirilerek aşağılandı. Pkk silahı bırakmadı adı bıraktı oldu bir çok şehit verdik. Peki ya şimdi PKK gerçekten silah bıraktı mı ki? Hiç zannetmiyorum. Olan yine kerpiç evin çocuklarına olacak, yine yüreğimize ateş düşecek, yine ciğerimiz yanacak, çocuklar yetim kalacak...

Tarih: 15.05.2025 20:31

Nilüfer ALBAYRAK

“DOST KİM DÜŞMAN KİM?”

Merhaba değerli okuyucularım,

Bu yazı dizimde, günün çarpıcı ama dikkat dağıtıcı haberlerinin gölgesine gizlenmiş gerçekleri irdeleyerek; sosyal medyada farklı gündemlerle örtbas edilen gelişmelerin ardındaki öngörülerimi sizlerle paylaşıyorum.

Bir sabah uyandık. Haber sitelerinde, televizyonlarda, sosyal medyada aynı cümle yankılandı: “PKK kendini feshetti.” Bu cümle ilk bakışta bir barış vaadi gibi görünebilir. Ama bu topraklarda yaşayan herkes bilir ki; bir kelimenin telaffuzuyla değil, tarih boyunca yaşananlarla ölçülür gerçekler. Ve o kadim soru bir kez daha düştü halkın diline; “Dost kim, düşman kim?”

Görünürde silahlar susuyor olabilir. Peki, zihniyet değişti mi? Ya da gerçekten bitti mi? “ Bu ülkede barış denildiğinde sevinen kadar tedirgin olan da var. Çünkü geçmişte çok barış gördük. Ama bir yanda yarım açılan kapılar, öte yanda mezara konulan evlatlar vardı. O yüzden şimdi herkes şüpheyle soruyor: "Dost kim, düşman kim?"

Bir örgüt bir günde yok olmaz. Sadece yeniden şekillenir. İsmini değiştirir, yöntemini değiştirir, ittifakını değiştirir. Ama hedef aynıysa, o zaman sadece makyaj değişmiş olur, yüz değil.

İktidar bu gelişmeyi iç politikada bir başarı hikâyesi gibi sunmak istiyor. Ancak aynı zamanda halkın bu “ani barış” söylemine olan güvensizliğini de görmezden gelemiyor. Öte yandan muhalefet ise bu konuyu konuşmaktan uzak duruyor. Ne tam destek veriyor, ne de açık eleştiri getiriyor. Çünkü biliyorlar ki bu meselede her kelime ağır gelir. Her kelime, bir seçmeni kaybetmekle sonuçlanabilir.

Ama halk, susan siyasetçiye güvenmez. Çünkü halk tam da bu anlarda görmek ister; “Dost kim, düşman kim?”

Tam da seçim sonrası, tam da bölgedeki güç dengeleri değişirken, böyle bir açıklamanın gelmesi tesadüf mü? Irak'ta, Suriye'de yeni haritalar çizilirken... ABD'nin Ortadoğu planları yeniden masadayken... Biz içeride birden “barış” kelimesini duyduk.

Bu kadar büyük bir adımın, bu kadar küçük bir açıklamayla sunulması halkı daha da tedirgin etti. Çünkü yine sorduk; Dost kim, düşman kim?

Barışa kim karşı çıkabilir ki? Ama bu halkın içgüdüsü güçlüdür. Yıllar boyu yaşananlardan dolayı artık sadece açıklamalara değil, eylemlere bakıyor. “Silah bıraktık” denilen günlerde şehit cenazeleri kaldırıldı bu ülkede. Bu millet, dostunu da, düşmanını da tabutta tanıdı.

Bu yüzden şimdi kimseye sorgusuz sualsiz inanmak istemiyor. Halk, sadece "kapatıldı" haberine değil, gerçek bir yüzleşmeye, şeffaf bir açıklamaya ve kalıcı çözümlere ihtiyaç duyuyor.

Öncelikle toplumsal hafızayı hafife almamalıyız. Gazeteciler olarak görevimiz sadece aktarmak değil, sorgulatmak. Devlete düşen sorumluluk, süreci net, şeffaf ve halkı bilgilendirerek yürütmek,  muhalefete düşen ise susmamak. Çünkü bu konuda sessizlik, tarafsızlık değil; belirsizliğin ortaklığıdır.

Eğer gerçekten bir devir kapanıyorsa, bu sadece silahların susmasıyla değil; ideolojilerin tamamen tasfiye edilmesiyle mümkündür. Dağdan inmekle, aklanmak bir değildir.

Ve unutulmamalıdır ki; dost kim, düşman kim sorusunun cevabını halk er ya da geç verir. Ama geç verdiğinde, faturası da ağır olur.

 


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.