mehmet erdil
14.06.2025 01:30:02
eline yüreğine diline sağlık hocam, enfes bir konu enfes bir anlatım, unutulmamalı unutturulmamalı , meseleler lafla değil sizler gibi istkbale kayıt göndermekle olur.

Tarih: 13.06.2025 12:00 Güncelleme: 13.06.2025 12:00

Zekeriya ŞAHİN

 

Deli Yürekli Bir Müftünün Hikayesi..!

1990’lı yıllardı... 

Ülkemiz toplumsal, siyasal ve ekonomik anlamda birçok problemin içerisindeydi. Laik–anti laik, dinci–din karşıtı, başörtülü–başörtüsüz, modern–yobaz, Atatürkçü–ümmetçi gibi anlamsız tartışmalar, gündemi sürekli meşgul ediyordu.

Toplumda dindar ve muhafazakâr kesim adeta nefes alamaz hale gelmişti. Özellikle kamuda çalışan dindar insanlar, çeşitli bahanelerle fişleniyor, baskılara maruz kalıyor, hatta görevlerinden ihraç ediliyorlardı. Sadece inancına sahip çıkan bir genç bile baskı altında tutuluyor, eğitim hakkından mahrum bırakılıyordu.

Oysa bu ülkenin bağımsızlığı uğruna dedelerimiz cephelerde can vermişti. Kurtuluş Savaşı’nda tüm Anadolu halkı yekvücut olmuştu. Bu topraklar kolay kazanılmamıştı. Ancak ne gariptir ki, bir avuç seçkin azınlık, “Bu ülkenin sahibi biziz” mantığıyla hareket ediyor ve adaleti sadece kendi ideolojilerine hizmet edenler için istiyordu.

O dönemde yaşanan katsayı uygulaması, dindar kesimin çocuklarına yönelik yapılan en büyük adaletsizliklerden biriydi. İmam Hatip Lisesi mezunları, üniversite sınavında ne kadar yüksek puan alırlarsa alsınlar, istedikleri bölümlere yerleşemiyorlardı.

Yeğenim Fatma Balaban da bu uygulamadan nasibini aldı. Samsun İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra, tüm imkânsızlıklara rağmen evde çalışarak Samsun birincisi ve Türkiye 19.'su oldu. Ancak katsayı nedeniyle kendi ülkesinde okuyamadı. Almanya’ya gitmek zorunda kaldı. Orada aynı anda iki bölümü birden okuyarak zamanında mezun oldu. Şimdi Almanlara hizmet ediyor. Kendi vatanı sahip çıkamadı ona...

Ben de bu atmosfer içerisinde Trakya’nın Vize ilçesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni olarak göreve başladım. Trakya, adeta kara kargaların cıyakladığı bir coğrafyaydı. Kamuda görevli dindar insanlar dikkat çekerdi. Lokallerde, öğretmenler odasında, çay ocaklarında, hatta marketlerde bile insanlar sizi konuşurdu.

Bu yazımızda, tam da böyle bir dönemde tanıdığım müstesna bir şahsiyetten, Pınarhisar Müftüsü’nden söz edeceğim.

Müftü efendi aslen Bayburtlu, İstanbul ikametliydi. Gençliğinde karakucak pehlivanı olmuş, kuvvetli, iri yarı, cesur bir adamdı. Aynı zamanda çok merhametliydi. Adam gibi adamdı. Samimi, dürüst ve Anadolu insanıydı. Çay tiryakisiydi. Sigara da içerdi. Sohbeti hoş, gönlü geniş, Allah dostu bir adamdı. Rabbim onu yaratırken dört halifenin özelliklerinden nasip etmişti: Hz. Ebubekir gibi cömert, Hz. Ömer gibi cesur, Hz. Osman gibi Kur’an aşığı ve Hz. Ali gibi ilim ehliydi.

Bir gün, Ramazan ayıydı. O dönemde ilçedeki tüm idarecilerin katıldığı bir toplantıya katıldık. Masalarda çaylar, sigaralar... Oruçlu insanlara hiçbir saygı yok. Toplantı devam ederken, Emniyet Amiri müftünün tam dibinde sigarasını yakıp dumanı yüzüne üflüyor. Müftü sabrediyor, sabrediyor... Sonra dayanamayıp ayağa kalkıyor. Gür sesiyle herkesi susturuyor. Sert sözlerle, bu yapılan saygısızlığın bir zulüm olduğunu söylüyor. Ardından genç emniyet amirini belinden kavrayıp öyle bir sıkıyor ki, adamın gözleri fırlıyor. Az kalsın kemiklerini kıracaktı. Araya girenler zor kurtardı adamı.

Bu olaydan sonra müftü efendi hakkında idari soruşturma açıldı. Lakin bu yaşananlar, o dönemin zulüm tablosunun küçük ama çok çarpıcı bir yansımasıydı. İşte bu yüzden “deli yürekli bir müftü” diyorum ona...

Bu tür yazıları yazmamızın amacı; örnek insanların hayatlarını genç nesillere anlatmak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaktır. Çünkü tarihten, inançtan, kültürden kopan bir gençlik; kökü olmayan bir ağaç gibi, en ufak fırtınada devrilir.

Bugün güçlü bir gençliğe, diri bir topluma, bilinçli bir nesle her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çünkü sadece insanlar değil; toplumlar da zamanla yok olur, unutulur.

Dualarınızı bekler, dua ederiz...

Devletimiz, milletimiz ebed müddet var olsun…


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.