Çocuklar Hep Gülse Dünya Çiçek Açar
İHH İstanbul Kadın'ın 2017 de başlattığı ve düzenli olarak her kış aylarında düzenlediği 'İstanbul'dan Anadolu'ya Kardeşlik köprüsü' Projesinde Büyükçekmece İHH kadın olarak bu yıl nasibimize Muş'un mahsun ve mağrur çocukları düştü.
Muş Ovası'nın kenarında kurulan, Doğu Anadolu Bölgesinin lalesi ve üzümü ile tanınan Muş ilinin üzerinde uçağımız alçalmaya başlarken, bizleri tatlı bir heyecan sardı. Muş'un masum çocuklarıyla tanışmak, sarılmak, cennet kokan çocukların mutluluklarına şahit olmak tarifi kelimelerle ifade edilemeyen bir haz veriyor ümmetin derdi ile dertlenen gönüllülere.
Hummalı hızlı bir çalışma ile aldığımız projeyi hayata geçirerek, yaklaşık bir aydan kısa bir bir sürede birbirinden değerli kıymetli bağışçılarımızın destekleri ile tamamlayıp ikiyüz çocuğun hem ayaklarını hemde yüreklerini ısıtmaya niyet ettik.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sav) efendimizin muştuladığı; 'Bir kimse sırf Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç teline karşılık ona sevap vardır' hadisi şerifine mazhar olabilmek için kar kış demeden, ümmetin derdi ile dertlenen iyilik yolunda birbiri ile yarışan, masraflarını kendileri karşılayan toplamda beş arkadaşımız, can kardeşlerimizle Muş havaalanına indik.
Havalimanından çıktığımız anda yüzümüze çarpan soğuk hava dalgası bize i iki gün boyunca Doğu Anadolunun iklimine uyum sağlamakta zorlanacağımızın sinyalini veriyordu.
Yerler buz tutmuş, bulutların arasından arada bir kafasını çıkararak bizlere gülümseyen güneş, lisan-i hal ile ' Hoş geldiniz' diyor ardından muzip bir gülümseme ile göz kırparak bulutların arasına kaçıyordu.
Buz tutan zeminde yürümek her babayiğidin harcı olmadığını iki gün içerisinde iki kez düşerek tecrübe edeceğimi bilmiyordum elbette.
Hz. Mevlanın 'Her zahmete, meşakkate kızar, kinlenirsen cilalanmadan nasıl ayna olacaksın' sözlerini kendime teskin ederken zihnimde Yunusun;
'Hoştur bana senden gelen,
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken.
Kahrın da hoş lutfun da hoş.'
dizeleri yankılanıyordu.
Muş İHH ekibi kapının önünde sıralanmış bizleri bekliyordu. Düşmemek için olağan üstü gayret sarf ederek yavaş yavaş kısa minik adımlarla hazirunun yanına ulaştığımızda, hanım kardeşlerimizin samimi, içten, sıcacık bir gülümseme ile 'Hoş geldiniz' diyerek sarılmaları, Muş'un soğuk buz gibi havasını birden ısıtıyor, tatlı lodos esintisi eşliğinde üşüyen ellerimiz, titreyen bedenlerimiz ısınıveriyordu.
Halis niyetle çıkılan yolun daha ilk başında Rabbimizin El-Vekîl (Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran.)
isminin tecellisi hemen vuku buluyor olması özellikle beni hayretler içerisinde bırakıyordu
Gelen ekibin içinde genç bir kardeşimin yüzüme dikkatli bakarak 'Ben sizi tanıyorum galiba' diyerek yaklaşması, maskemi indirdirip yüzüne dikkatli baktığımda 'Beni tanımadım mı Aynur abla? Ben Zeynep' demesi
Şaşkınlığımı kat ve kat artıyordu.
Evliliğimizin ilk yıllarında eşim Amasya da görev yaparken tanıştığımız hidayetimizde büyük emekleri olan bizlere ağabeylik, ablalık eden, yol gösteren sonra dönem dönem İstanbul'da bir kaç kez görüştüğümüz çok muhterem aile dostlarımızın o zamanlar 5-6 yaşlarında olan kızları Zeyneb'in Muş İHH kadın kolları başkanı olarak karşıma çıkması Rabbimin bana ihsan ettiği ne güzel bir lutuftu.
Daha dün gibi oyuncakları ile oynayan Zeynebimiz büyüyüp aile kurmuş, Rabbim ona Salih bir eş ve hayırlı üç kız evlat vermiş, aynı zamanda ümmetin çocuklarına da annelik etme şerefi bahşetmiş. Ne mutlu onu ve yetiştiren ana ve babasına.
Doğu ve Güneydoğu insanına has bir cümle olan; 'Başım gözüm üzerine'nin ete ve cisme dönüşen halini vakıfa girer girmez fark etmekte ayrı bir mutluluk kaynağı oluyor .
Muş İHH'nın Başkanı Şerefattin hocamızın ve Yetim Sorumlusu Hasan hocamızın hazırladıkları üst üste dizdikleri çeşitli renklerdeki botlar mahsun gönüllerle buluşmayı beklerken, bizler bayan yönetimindeki hanım kardeşlerimizle hemencecik kaynaşıyor, sıcak çay eşliğinde sohbetin muhabbetin mirvanalarına ulaşıyoruz ...
Muş'un masum çocukları birer birer gelmeye başlıyor...
Biraz ürkek hatta çekingen mağrur, bir o kadar da gururlu çocuklar.
Yaşadıkları coğrafyanın kültüründen olsa gerek çok terbiyeli ve aynı zamanda çok ta saygılılar.
Taşkınlık ve kapris lügatlarında yerini almamış bu çocukların, babasız büyümenin verdiği hüzün yüzlerine yansımış.
Seçenek sunulduğunda dahi seslerini yükseltmeden kibarca elleriyle beğendikleri botları parmakları ile işaret eden yaşları küçük gönülleri kocaman çocuklar.
Kızlarımızın örgülü saçlarını severken, erkek çocuklarımızın başlarını okşuyoruz.
Saçlarının adedince sevaba nail olalım umuduyla özlemiyle.
Aralarda biraz soluklanıp, Muş İHH'nın çalışkan özverili gönüllü kardeşlerimizle genç kızlarımızla sohbetler ediyoruz .
Sımsıcak, içten, samimi duygularını hoş sohbetiyle ifade eden Eda'nın yanısıra, cennet kokulu yavruları karşılayan onlarla tek tek ilgilenen genç İHh başkanı Nihal, Rabia, Işıl, yetimlere kol kanat geren bütün çocukların annesi yetim sorumlusu Nagehan akşam bizleri tüm ekibi evinde ağırlayan Memur Sen başkanı aynı zamanda Şerfettin hocamızın eşi Sevim hanım, Rukiye,Melike
Gülsüm Büşra, Meral ve Sevda adlarını saydığım sayamadığım bütün kardeşlerimizle Ruhlar aleminde tanışmışız ki dünyada da tanış olmuşuz !
Resûlullâh Efendimiz (Sav) buyurdular ki;
“Ruhlar, bölük bölük askerler gibidir. Ruhlar âleminde birbiriyle tanışanlar dünyada da tanışıp kaynaşırlar, tanışmayanlar da anlaşamazlar.”
(Sahîh-i Müslim)
Hülasa; Çıktığımız iyilik yolunda bizlerden desteklerini esirgemeyen Muş İHH ekibinin tümüne, Muş İHH kadın yönetimine, genç İHH ekibine gönül dolusu teşekkür ediyoruz.
Teşekkür'ün en iyisini en güzelini sona sakladım.
2017 yılından beri İstanbul'dan Anadolu'ya kardeşlik köprüsü kuran İHH İstanbul kadın yönetimine Muş'un güzel çocuklarının yüzlerinde güller açtırmaya şahitlik yapmak için bu şirin ile gitmemize vesile olan koca yürekli İHH Büyükçekmece kadın sorumlusu Güler Kılıç'a Elif Tuba Şirin'e, Firdes Turan'a, Halime Şahin'e özverili bir çalışma yürüten Büyükçekmece İHH Kadın yönetimine, Yürekleri merhametle dolan taşan bağışçılarımıza ve tabi ki kendime çok ama çok teşekkür ederiz
İHH iyiki Varsınız. İyi ki Dünya'nın ve Türkiye'nin her yerinde yetim, mazlum ve mağdurların yanındasınız.
Yetim Gülerse Dünya Güler
Selam ve Dua ile
Aynur Yavuz