Tarih: 09.12.2025 16:25 Güncelleme: 09.12.2025 16:25

Ercan BAŞ


 

 

Büyükçekmece Adliyesi: Hırsızlık İddiaları ve Yargı Sorumluluğu

 

 

Büyükçekmece Adliyesi’nde meydana gelen ve değeri yaklaşık 150 milyon TL’yi bulduğu belirlenen altın ve gümüş hırsızlıkları, Türkiye’de adalet sistemine ilişkin ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Bu tür olaylar yalnızca ekonomik kayıplar değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve güven ortamı açısından toplumsal bir kriz anlamına geliyor.

Olayın perde arkasında kimlerin yer aldığı, kimlerin yardım ve destek sağladığı henüz net olarak açıklanmış değil. Ancak ortaya çıkan belgeler, bazı üst düzey yargı mensuplarının, özellikle 2021 yılında adliyede görev yapan Cumhuriyet Savcısı M.A.’nın, iki ayrı sicil numarası kullandığını gösteriyor. Bu resmi belgeler olmasına rağmen, ilgili üst makamlar tarafından herhangi bir işlem, soruşturma ya da görevden uzaklaştırma uygulanmamış olması ciddi bir hukuki ve etik sorunu gündeme getiriyor.

Üstelik, aynı Cumhuriyet Savcısı, adliyedeki görev sürecinde neredeyse tüm soruşturmalara “takipsizlik” kararı vererek sürecin tamamına hâkim olmuş durumda. Bu dönemde hak arayan vatandaşlar, kamera kayıtları ve delillerin incelenmesini talep etmiş olsa da, Büyükçekmece Tapu Dairesi gibi kritik noktalarda kameraların çalışmaması, kamuoyunda ciddi şüphelere yol açıyor. Trilyonlarca paranın el değiştirdiği bu alanlarda kayıtların neden devre dışı bırakıldığı, sorumluların kim olduğu ve bu kişilere karşı soruşturma başlatılıp başlatılmadığı açıklığa kavuşmuş değil.

Tüm bu süreçlerin ardından Cumhuriyet Savcısı M.A.’nın Başka bir adliyede başsavcı olarak atanması, adalet mekanizmasına olan güveni daha da zedeleyen bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Vatandaşlar, hukukun tarafsızlığını ve eşit uygulanmasını beklerken, adli sistemdeki bu tür uygulamalar toplumsal güveni sarsıyor ve hukuk önünde eşitlik ilkesini tartışmalı hâle getiriyor.

Büyükçekmece Adliyesi’nde yaşananlar, sadece belirli kişilerin sorumluluğu değil, aynı zamanda üst düzey denetim mekanizmalarının işleyişiyle de doğrudan ilişkili. Bu nedenle, yaşanan hırsızlık olaylarının tüm boyutlarıyla soruşturulması, sorumluların ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanması, hem toplumsal vicdan hem de hukukun üstünlüğü açısından elzemdir.

Türkiye’de adalet, yalnızca yasaların uygulanması değil, aynı zamanda vatandaşın güven duygusunun korunmasıdır. Bu bağlamda, Büyükçekmece Adliyesi’ndeki iddialar, adli mekanizmaların şeffaflığı ve hesap verebilirliği konusundaki önemli bir sınavdır…

 


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.