Tarih: 14.09.2015 17:53 Güncelleme: 14.09.2015 17:53

Nesrin Masarifoğlu

 Bu Filmi Daha Önce Seyretmiştik

Son günlerde tırmanan terör olayları sebebiyle ülke olarak zor ve sıkıntılı günler ve büyük acılar yaşıyoruz. Ne yazık ki milli birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi bozmak isteyenler bugün olduğu gibi tarihimizin birçok döneminde de ortaya çıktılar. Kısa süreli de olsa ülkenin gidişatına, ekonomisine, kalkınmasına ket vurdular. Ne yazık ki ülke birazcık ileriye gitmeye ekonomisi düzelmeye görsün hemen gizli bir el devreye girerek toplumu çeşitli fraksiyonlara bölerek emeline ulaşmaya çalışmaktadır. Tabii bu konuda farkında olsun olmasın, art niyet taşısın taşımasın, rüzgâra kapılan, ayrışmaları-kutuplaşmaları, toplumsal kopuşu derinleştiren tüm temsilciler, sivil toplum kuruluşları herkes bu oyuna istemeden de olsa dâhil olabilmektedirler

İçimiz yanıyor. Yaşananlar çok ağır ve kabul edilemez. Hani hep derler ya bu sahneyi daha önceleri de görmüştük. Yaş itibariyle 1980 öncesi olayların bizzat şahidi olmuş bizim kuşak şu an ülkemiz üzerinde oynanan kirli oyunların daha çok mu farkındalar bilemiyorum. 80’ öncesi önce mezhep farklılıkları gündeme sokuldu; şimdiki ırk ayrımında olduğu gibi.  Yetmedi gençler sağcı solcu diye ayrıştırıldı sonra birbirleriyle kavga eder kan döker hale getirildi. Oysa bu olaylardan önce her mezhepten, farklı dinlerden, farklı görüşlerde sınıf arkadaşlarımızla aynı sıraları paylaştık. Çok güzel komşuluk ve ticari ilişkilerimiz vardı. Aramızda ne husumet ne de kavga söz konusuydu. Hepimiz bir arada olmaktan rahatsız olmadan saygılı bir şekilde yaşayıp gidiyorduk. Lise yıllarımız böyle geçti. Sonra ne olduysa siyasi istikrarsızlıkla birlikte düğmeye basıldı ülkede kaos anarşi kol gezmeye başladı. Komşular, akrabalar, kardeşler, arkadaşlar ayrışmaya savrulmaya kutuplaşmaya başladı. Her kesimden nice fidan gibi gençler aydınlar bir bir faili meçhuller listesinde yer almaya, terör kendi evlatlarını yemeye, kurtarılmış bölgeler oluşmaya başladı. O günler bizim üniversite günlerimiz çok sıkıntılı ve karanlık günlerdi. Ta ki 1980 darbesine kadar. Darbe sonrası acılar bittimi dersiniz. Ne gezer. Mahkemeler, hapishaneler, idamlar her kesimden insanın kâbusu oldu. Bu olayları yaşayan canlı şahitler zaman zaman dile gelse de nasıl kandırıldıklarını nasıl tahriklere kapıldıklarını bir bir anlatsalar belki de o zaman bugün yaşananları daha çok anlama fırsatımız olacak. Peki, ne oldu birbirlerine husumet besleyen, bir araya gelmesi imkansız olan görüşler yıllar geçtikten sonra geçmişe inat bazen aynı hükümette bazen yan yana, kol kola aynı safta yer aldılar. Niye o zaman bu kavga neyin kavgasıydı. Her iki kesimde sönen hayatlar, gencecik fidan gibi gençler, aydınlar ne uğruna kimlerin maşaları tarafından hayatlarından oldular. Analar, yavuklulular, eşler, çocuklar gözyaşlarını ekmeklerine niye katık ettiler. Üniversiteyi hatta doğduğu ili bazen de ülkesini terk eden terk etmek zorunda kalan ya da canlarından olan bu insanlarımız neyin bedelini ödediler belki de hiç anlayamadılar.  

Bu gün yaşadıklarımız çok da farklı değil o günlerden. Ne yazık ki aynı tarihe sahip, artık kaynaşmış iç içe girmiş kan bağı ile bağlanmış, kardeşçe yaşayan iki ırkı ayrıştırmaya daha elimi birbirine düşürmeye, ülkeyi bölmeye çalışmanın amacı ne olabilir. Varsa aksayan eksik kalan durumlar düzeltilebilirken bu kavga neyin kavgası Allah Aşkına.

İşte bu noktada bu oyunların farkında olarak tüm Anadolu insanı uyanık olmalı. Dışarıdan ve içerden beslenen bu mihrakların oyununa gelmeden kardeşliği bozacak tutum ve davranışlardan kendini uzak tutmalıdır.

Son günlerde ağır tahrikler gerek sosyal medyada ve gerekse günlük hayatta bizi itidalli ve sağduyulu davranmaya aklıselim hareket etmeye itmelidir. Teröristle masum vatandaşı aynı kefeye koymak sadece terörün amacına hizmet eder, toplumsal kopuşu hızlandırarak ülkeyi felakete sürükler. Aman dikkat..

 

 


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.