Bir memleket yolculuğu 1
Biz bu yolculuğa çoktandır karar verdik
Babamın ısrarıyla İstanbul dan çıkıverdik
Dedi oğlum son kez göreyim oturup da ağlayayım
Bir kayı’nın gövdesine sırt verip yaslanayım
Pilot hızıyla sürüyordum arabayı
Bir an evvel istiyordum Çaykaraya kavuşmayı
Afacanın kavalı teyip de çalıyordu
Bitmeyen yollar altımızdan kayıyordu
Bir hazan mevsimiydi çıktığımızda yola
Peşimizden döktü ablam dolu bir bakır kova
Kuruldu ön koltuğa babam bir de güzel yaslandı
On saat boyunca konuştu da hiç susmadı
Çaykara levhası gözükünce uzaktan
Vakit seherdi geçiyorduk biz boğazdan
Upuzun yolumuz uzadıkça uzuyordu
Solumuzdaki hırçın dere bizi takip ediyordu
Peştemallı kadınlar gördük yol boyu tek tük
Sırtlarında sepetler hem ağır hem büyük
Babam sustu da seyre daldı pencereden
Derin bir iç çekti bakınca peşlerinden
Kim bilir belki de hayal ediyordu rahmetli annemi
Çevirdi başını sağa da güya belli etmedi
Çıkardı cebinden değdirdi göz çukurlarına
Kenarları oyalı anneciğimin mendilini.
Annem munisdi kıyamazdı bizlere
Değmezdi bir fiske eli hiçbir yerimize
Hep tatlı sözler duyardık o mukaddes kadından
Kaçardık köşe bucak asabi babamızdan.
Sarıldığında sinesinde ateşten yanardık.
O limanda ömür boyu bıraksalar uyanmazdık.
Bakınca yüzümüze ta içimize işlerdi yeşil gözleri
Günde kaç defa öpüp te koklardı da sayamazdık.
Sonra tarif etti babam dar bir sokakta park ettik
Bir evin kapısını çalıp da içeri girdik
Gözleri mahmur mahmur sevinerek koşuştular
Her taraftan babama dayı deyip de sarıldılar
Baka kaldım bir an hayretle etrafıma
Tanımadığım bu candan akrabalarıma
Babam, oğlum dedi beni işaretle,
Yüzler bana döndü bir büyük samimiyetle.
Gelin, dört döndü hazırladı bir hışımla
Yalnız bir kuymak koydu sofranın ortasına.
Geçmişe döndüm ta çocukluğuma,
Ilık bir şey hissettim sağ yanağımda.
Kerpiçtendi evimiz biz de kalabalıktık.
İdare lambası altında anca loş bir aydınlık.
Bir kalaylı tasta tam yedi tahta kaşık
Öyle günlerdi ki yarı tok yarı açtık.
Şimdi köyümüze doğru yöneldik.
Sohbet uzun sürdü zamanı öğle ettik.
Birinci fidesle sardık tırmanışa.
Uçurumlar başladı bakamadım aşağa.
Dolana dolana gidiyordum,
Belli etmiyordum ama korkuyordum.
ikide bir babama,
geldik mi diye soruyordum.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.