Beleş Yolculuk Kabak Tadı Veriyor!
Derler ki, Fatih İstanbul'u aldığında boşalan, terk edilen pek çok ev, malikhane, köşk ve gecekondu için her birine belirli narhlar koyarak satışa çıkarılmasını ferman eder.
Fermanın gereği yapılır, satışlar tamamlanır, herkes satın aldığı evlere yerleşir.
Bu kez ikinci bir fermanla alınan konut ücretleri, ödeyenlere iade edilir.
Bunun sebebini merak edenler, sultana edebi bir üslupla hikmetinin sebebini sorarlar:
— Sultanım, madem iade edecektiniz, neden topladınız?
Sultan şöyle der:
— O zaman kimse haddini bilmez, parasız diye kimse ölçü tanımazdı. Fakir malikaneye göz diker, çoban köşke talip olurdu! Herkes haddini, sınırını bilmeli; bütçesine göre hareket etmeli!
65 Yaş Üstü Ücretsiz Ulaşım Güzel Düşünceydi Ama…
Şimdi… Kim iyi bir niyetle düşünüp “Yaşlılarımıza saygı gösterelim, 65 yaş üstü olanlardan şehir içi ulaşımda ücret almayalım” dediyse;
Onlara hayatı kolaylaştıralım, yaşlılık yıllarını güzelleştirelim, gönüllerini alalım gibi güzel niyetlerden kaynaklandığına inanıyoruz ve teşekkür ediyoruz.
Buraya kadar her şey güzel. Ancak bu projenin gidişatı izlenmeliydi.
Bu Uygulama İzleniyor mu, Analiz Ediliyor mu?
Acaba diyorum… İlgili veya yetkili bir kişi, uygulamayı izlemek adına bir gün sabahın altısında herhangi bir metrobüs durağında bulunmuş mudur?
O saatlerde akıp giden insan seline şöyle bir bakmış mıdır?
65 yaş üstü bu kadar insan sabahın altısında nereye gidiyor?
Hastane duraklarında da inmediğine göre, çalışmadıkları da varsayıldığında, insan merak ediyor: Ne yapıyorlar, nereye gidiyorlar?
Metrobüsler o saatlerde balık istifi misali, haddi aşan bir dolulukla gidip geliyor.
Beleş Ulaşım Hakkı, Başkalarının Hakkına Girmemeli
Ey mübarek yaşlılarımız, nereye gidecekseniz gidin, gezin, ziyaret edin, helal-i hoş olsun. Ama beleş diye canınızı da almayın!
Sabahın altısında, yedisinde duraklarda işiniz ne? Bırakın gençler işlerine rahat gitsin, koltuklarına otursun.
Saat dokuzdan sonra gidin anam babam!
Akşam iş çıkışı saat beşe de kalmayın, dönün evinize amcam, teyzem!
Ulaşım Çilesi Herkesi Yoruyor
Kızcağız hastane görevlisi, ameliyattan çıkmış… Haftanın beş günü bir saat metrobüste ayakta bekleyerek evine gidiyor. Denk getirip oturduğunda ise 65’lik amcalarımız, teyzelerimiz dik dik bakıyor ki kalksın, yer versin! Gençler de öyle yapıyor zaten.
Ve bu ulaşım artık bir çileye dönüşüyor.
Çözüm İçin Belediyelere Görev Düşüyor
Vallahi bu düzenin kendiliğinden sağlanma ihtimali yok!
Belediyeler bu konuya eğilsin, çalışma yapsın, istatistik hazırlasın.
Ya sadece iş günü olmayan Cumartesi ve Pazar günleri bu beleş uygulamasına geçilsin…
Ya da sembolik de olsa ücretsiz ulaşım kaldırılsın, bir Türk lirası yapılsın.
Veya sabah 09.00’dan öğleden sonra 14.00’e kadar ücretsiz şartı getirilsin.
Çünkü saat 14.30’dan sonra okullar dağılmaya başlıyor. 16.00’dan itibaren hastaneler, kamu kurumları boşalıyor. Ortalık zaten karışıyor. Bir de sıcaklar eklenince sıkıntı katmerleniyor.
Toplumsal Düzen, Keyfi Kullanımla Sağlanamaz
Kimse kendiliğinden düzen sağlamaya gitmez.
Bu iş organize edilmeli. Bu iş, görevli idarecinin sorumluluğudur.
Atalarımız “Beleş sirke, baldan tatlıdır” demiş boşa mı?
Hiç olmazsa bir lira alınmalı. Bu küçücük rakam bile istismarları azaltır.
Yaşlılarımızı seviyoruz.
Onlar baş tacımızdır!
Ama toplu taşımada adil bir düzen şarttır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.