Tarih: 28.02.2025 15:19

Zekeriya ŞAHİN

28 ŞUBATIN ANISINA...

CUMHURİYETİN  75.YILINI KUTLARKEN YAŞADIKLARIMIZ....

Cumhuriyetin 75. Yılını kutlarken 
Amasya ilinin Suluova İlçesinde,
Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretmeni olarak, görev yapıyordum..

O yıllarda1000 yıl sürecek denilen,  28 şubat sürecini yaşıyorduk..

28 şubatın dikta rejimi ; dini milli manevî tüm değerlerimize karşı, adeta savaş ilan etmişti..

Bu süreçte 
İmam Hatiplerin orta kısımları  kapatılmış, KUR 'AN kurslarının  kapısına kilit vurulmuştu.

Katsayı adaletsizliği  ile İmam - Hatipli gençlerin Üniversiteye  girişleri  engellenmişti.

1998 yılında  Samsun İmam Hatip Lisesinden mezun olan yeğenim Fatma Balaban , Üniversite sınavında Türkiye 19. olmuştu. 
Fakat bu üstün başarısına rağmen İmam Hatip lisesi mezunu olduğundan dolayı, Türkiyede üniversite okuma hakkına sahip olamadı.

Yüksek tahsilini bin bir zorluklarla,  Almanyada yapmak zorunda bırakıldı...

Baş örtülü bacılarımızın kamu kurumlarında  çalışmaları,
orta lise  üniversite tüm eğitim kurumlarında  okumaları,  yasaklanmıştı..

Bu yasaklara direnen genç kız kardeşlerimiz, adeta paspas gibi yerlerde ezim ezim eziliyordu..

28 şubatın silahşörleri,
bütün yurt sathında bu vatanın milli   manevi değerlerine haiz öz evlatlarını acımasızca, adeta yok ediyordu...

Hukuk  insaf ve vicdandan yoksun  bu uygulamalara tüm yurt sathında, bütün kamu kurum ve kuruluşlarında, şiddetli bir şekilde devam ediliyordu.

Biz de eğitim camiasının birer  neferi olarak 28 şubatın  zulmünden payımıza düşenleri, ziyadesiyle aldık..

Bütün  okullarda  28 şubatçıların ajan muhbir, 
öğretmen leri vardı..

Bu  öğretmen müsveddeleri, durumdan kendilerine vazife çıkartarak
başörtüsü takan öğrenci ve  öğretmenlere , her türlü hakareti yapmaktan geri durmuyorlardı...

Bu öğretmenlerin Öğrencilere yaptıklarını bir tarafa bırakalım..

Bir öğretmene yani meslektaşlarına , Okulumuza yeni tayin edilen Hülya Hanıma yaptıklarından söz edeyim...

Hülya Hanım 22 yaşında başı  örtülü, muhafazakar  mütedeyyin, mesleğe yeni başlamış, genç  bir kardeşimizdi...

Sabahleyin mesayiden önce   baş örtüsüyle okula giriş yapar, bayan  öğretmenler lavabosunda baş örtüsünü çıkartıp  peruğunu takar, derse bu şekilde girerdi...

Fakat   okulumuzda  sözde Kemalist ama özde dinsiz imansız ateist,  bir bayan  öğretmen grubu vardı.
Onlar, Hülya hanımın bu tavrından rahatsız oldular.

Tehlike büyüktü, durum son derece ciddiydi.
Başörtüsü kamusal alana (okula) girmemeliydi.

Aksi takdirde memlekete şeriat gelecek , devlet yıkılacaktı... 
Hemen çok acil koduyla bir araya geldiler ve okul müdürüne koştular.

Müdürü okuldaki  irtica (başörtüsü) tehlikesinden dolayı, ikaz ettiler..
Müdürden
Hülya hanımın baş örtüsünü okul bahçesi ihata duvarlarının  dışında,  çıkartmasını istediler..

Müdür, hiç ikilemden onların bu isteğini yerine getirdi.

Artık bundan böyle  Hülya Hanım ve tüm öğrenciler, baş  örtülerini okul bahçesi dışında çıkarıyorlardı....

Hülya hanımın ve öğrencilerin başörtüsü nü dışarıda çıkartmış olması bu ateist grubu yeterince tatmin etmedi.  

Bu defa da Hülya Hanıma  her gördükleri yerde,  sesli - sözlü olarak sataştılar, mobbing uyguladılar. .

Bir süre sonra , bununla da yetinmediler.
Okul koridorlarında Hülya Hanıma, fiili tacizlere yöneldiler.

Koridorlarda onunla  karşılaştıklarında, ona omuz attılar..

Karşısında topluca  set olup dikelerek, eşkıya gibi  yolunu keserek, geçişini engellediler.

Zaman zaman aralarına alıp sıkıştırdılar, tacizlerine    devam ettiler...

İşin en kötü yanı da okulda,
Hülya Hanıma yapılan bu zulmü engelleyecek
bir okul müdürünün, olmamasıydı..

Çünkü aynı güruh, okul  müdürünü  de çok fena halde tırsıtmışlardı..

Okul müdürü
25 yıldır oturduğu koltuğunu kaybetmemek için, gelene ağam gidene paşam diyen, yalama bir herifti.. ...

Müdürün bu ürkek tavrından dolayı 28 şubat haramileri , okulu adeta teslim almışlardı.
Eğitim ve öğretim yapılması gereken bir eğitim kurumunda  terör estiriyorlardı.

Bir grup öğretmen olarak bizler 
Hülya hanıma yapılan zulüm ve haksızlıklara sessiz kalmayıp, tepkimizi gösterdik.

Zira İnanç ve değerlerimiz bize, "Haksızlık karşısında susan dilsiz kör şeytandır" gerçeğini, öğretmişti.

Bu defa da  aynı gürühün şeytani oklarına, bizler maruz kaldık..

Bu malûm  gürüh,
her sınıftan birer ikişer muhbir öğrenci  görevlendirdiler., Dindar öğretmenlerin  derslerde neler anlattıklarını  öğrenerek bizlere,  bel altı vuruşlara  başladılar...

Bizi,
 Allahın ve  Milletimizin bize emanet olarak verdiği öğrencilerimiz ile , karşı karşıya getirmek istediler.

İtibar suikastlığı yaptılar.. .

Mütedeyyin öğretmenleri  Hizbullahçı, Şeriatçı gibi yakıştırmalar ile yaftaladılar..

Öğrenci velilerine telefon ederek ,
"Çocuklarınıza dikkat edin.
Okulumuzda Hizbullahçı öğretmenler var, Çocuklarınızın beynini yıkayıp onları terörist yapacaklar "
diyerek onları , kışkırtmak istediler..

Alçaklığın iğrençliğin , bel altı vuruşların her türlüsünü yaptılar..

Sözün özü;
Eğitim ve öğretimin dışında her türlü melaneti karıştırdılar. ...

Bütün bunları yaparken de dillerinden düşürmedikleri  bir teraneleri vardı  ...

"Biz laikiz, Kemalistiz , Atatürkçüyüz, Cumhuriyetin yılmaz bekçileriyiz.."

"Türkiye laiktir laik kalacak"...

Onlar Mekke li müşriklerin iğrenç  metodlarını takip ederken,
Bizler de peygamberimizin  sünnetinden ve yolundan ayrılmadık.

Azim sabır,   gayret ve dua ile mücadelemize devam ettik ...

28 şubat sürecinde  yaşadığımız onca zorlukların  ardından,
bizleri hayal dahi edemeyeceğimiz böylesine güzel günlere kavuşturan  Rabbimize binlerce kez şükürler olsun. ..

Cumhuriyetimizin  75. yılı, geçmişte böylesine zulüm dolu uygulamalar ile  kutlanırken,

Bugün Cumhuriyetimizin  100. yılında; dünyanın gıbtayla izlediği  togg , imece, uçak gemisi, iha siha, Altay tankı, atak helikopterleri, akıncı, Hür jet, milli muharip uçağı, otoyollar, devasa köprüler , şehir hastaneleri metrolar  gibi adını sayamayacağımız  büyük projelerden söz ediyoruz....

Unutanlara hatırlatmak,
Bilmeyenlere bildirmek için yazdım...

Fakat, çok eksik yazdım..

Rabbi Teala izin verirse, o yıllarda yaşanılan   zorlukları
zulüm ve  haksızlıkları daha kapsamlı bir şekilde kitap halinde yazmayı düşünüyorum. ..

Selam ve dua ile..
Emekli Muallim 
Zekeriya Şahin


TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.