Afeti Fırsata Çevirmeye Çalıştılar

Afeti Fırsata Çevirmeye Çalıştılar

HABER / NEZİR KARAYÜN / ADOM AJANS - İstanbul’da dün öğle saatlerinde Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları üzerinden yayılan sesli mesajlar vatandaşları tedirgin etti. Özellikle WhatsApp üzerinden dolaşıma sokulan, kaynağı belirsiz ses kayıtlarında "daha büyük bir depremin geleceği" iddia edilerek halkın paniğe kapılması sağlandı.

KORKU YARATAN SESLİ MESAJ: “DAHA BÜYÜK DEPREM GELİYOR”

Söz konusu mesajda bir kadın sesi, “Eşim AFAD’da görevli, İstanbul’da daha büyük bir deprem bekleniyor, tüm ekipler İstanbul’a çağrıldı” ifadelerini kullanıyor. Ancak bu sesli mesajın kaynağı belli değil ve yetkili kurumlardan böyle bir açıklama yapılmadı. Uzmanlar, bu tür mesajların halkı korkuya sevk ettiğini ve kontrolsüz davranışlara neden olabileceğini belirtiyor.

DAHA ÖNCE DE AYNI SENARYO YAŞANDI

Bu tür sahte mesajlar daha önce de İstanbul’da yaşanan başka bir depremin ardından ortaya çıkmış ve vatandaşların panik halinde sokaklara dökülmesine neden olmuştu. O gece yaşanan kargaşa, birçok evin boş kalmasına ve hırsızların bu fırsatı değerlendirmesine yol açmıştı. Benzer bir senaryo şimdi yeniden sahnede.

HALK PANİĞE KAPILDI, HIRSIZLAR HAREKETE GEÇTİ

Kaynağı belli olmayan, resmi kurumlardan doğrulanmamış bilgilerin halk arasında hızla yayılması, toplumda panik havası oluşturuyor. Bunu fırsat bilen hırsızlar, boş kalan evleri hedef alarak yeni bir soygun zinciri başlatma niyetinde. Güvenlik uzmanları, bu tür mesajlara itibar edilmemesi ve doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin paylaşılmaması gerektiğini vurguluyor.

RESMİ KURUMLARDAN AÇIKLAMA BEKLENMELİ

AFAD ve İstanbul Valiliği gibi resmi mercilerden gelmeyen hiçbir bilgiye itibar edilmemesi gerekiyor. Yetkililer, sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarında dolaşan bu tür sesli mesajların asılsız olduğunu vurgulayarak, vatandaşları yalnızca resmî açıklamaları takip etmeye davet etti.

TOPLUMSAL DUYARLILIK VE TEDBİR ŞART

Deprem gibi olağanüstü durumlarda, toplumsal dayanışma ve bilgi güvenliği büyük önem taşıyor. Asılsız söylentilerle oluşturulan korku iklimi, halkın zarar görmesine yol açabilir. Bu nedenle vatandaşların hem kendi güvenlikleri hem de toplum huzuru için teyitsiz bilgileri yaymaktan kaçınmaları gerekiyor.