VAY SENİ CERRAHPAŞA!
Hastane önünde incir ağacı.
Erzurum çarşı pazar.
Yarim İstanbul’u mesken mi tuttun.
Hekimoğlu derler benim adıma.
Kiziroğlu Mustafa bey.
Kışlalar doldu bugün.
Maraştan bir haber geldi.
Zahidem. Sunam. Suzan Suzi. Merdo. Mağusa Limanı
İki Keklik. Kara Tren. Ve diğerleri...
Yukarıda az sayıda örneklerini verdiğim Türkülerimizin her birinin ayrı ayrı hikayeleri vardır! Onlar hikayeleri olan türküler dir!
Aşk dolu,
Hüzün dolu,
Hasret dolu,
Kahır dolu,
Özlem dolu,
Ayrılık dolu,
Yiğitlik mertlik dolu vs.
Hikayesi olmayan Türkülerimiz yok gibidir!
"Bandıra bandıra ye beni"
"Yakalarsam muck muck"
Bunları Türküden saymazsanız herhalde!
Bunları dünya starlarımız söylemiş olsalar bile, bunlar dilden dile gönülden gönüle, yıllar sonraya gitmeleri mümkün olmayan lakırdılar dır!
Her şeyden önce türkülerimizde bir edep vardır!
Hasılı, herkesin kendini bulduğu bu manada bir Türküsü mutlaka vardır! Türküler milletimizin vazgeçilmezlerindendir.
Türkü, isminden de anlaşılacağı üzere Tü
rk kelimesinden gelen Türklere ait bir ezgi, manzum bir, sözlü anlatım geleneğidir.
Her ilin yöre ismiyle türküleri vardır, en çok ta 500 küsür Türküsüyle Sivas ilimiz bu konuda öndedir!
Bizim hikayelerimiz aslında, Rus yazarları Dostoyevski, Puşkin, Gorki, Gogol, Tolstoy ve Turgenyev İn dünyaca meşhur klasiklerinden hiçte aşağı değildir!
Onlar, halk larını romanlar ile anlattılar.
Bizim ozanlarımız, Türküler ile!
Türkülerin mısralarını, nağmelere yükleyerek kulakların yoluyla yüreklere indirmek ve oradan da hayalin beyaz perdesinde gösterime sunmayı başarmak öyle her yiğidin yapacağı bir iş değildir!
Son elli senedir artık böyle üstadlar yok!
Daha yetişmiyor!
Derken…
Bir gün bir ses duyuldu!
Hikayesi olan bir türkü doğdu!
Kuzeyin oğlundan!
*
Ah gurbet zalim gurbet
Ağlatırsın adamı
Gözümde yaş kalmadı
Bıraksana yakamı
Vay seni cerrahpaşa
İçmem suyundan içmem
Bir dahaki seneye
Yolcuda gelup geçmem
Yaş akar gözüm sızlar
Ne kalur gerisine
Herkesun bir derdi var
Durur içerisinde
İnanduk doktorlara
Öyle böyle dediler
Ayrılık defterini
Elimize verdiler
Doktorlarda ne bilir
Ciğerun acisini
Cerrahpaşa\'ya koydum
Canumun yarisini
Yaş akar gözün sızlar
Ne kalur gerisine
Herkesun bir derdi var
Duru içerisinde.
*
Ağlatmıştın bizi o gün bu türkünle,
Ölümünle yine ağlattın!
Son elli yıla damganı vurdun öyle gittin!
Hikayesi olan en son Türküyü sen söyledin.
Seni özleyeceğiz Volkan Konak.
Çok olsaydın özlemezdik.
Bir taneydin...