Ahmet Karayün

Tarih: 22.10.2011 15:54

Seçiyorum öyleyse varım!

Facebook Twitter Linked-in

Belde belediyelerinin kapatılmasının da neden olduğu ilginç bir seçime geçireceğiz. 29 Mart 2009 Pazar gününe yaklaşık 70 saat kaldı.
 
Yerel basına gerekli ilginin gösterilmediği bu yerel seçimde bakalım neler olacak? Adı üstünde yerel seçim… Ama maalesef yerel seçimde genel basınla tanıtım yoluna gidenler yoğunluktaydı.
 
Telefonuma her gün onlarca mesaj geliyor. “Başkanımız falanca TV’de canlı yayın konuğu olacak. TURKSAT Uydu Bilmem ne frekansının vertical pozisyonunun center durumundan horizantal bölümünde sıfır sıfır falan feşmekan kodundan kesin izleyin.
 
Bana onca mesaj geldi… İnanın bir tanesini dahi izleme fırsatım olmadı. Hem de takip etmek istememe rağmen… Hiç sevgili ve saygılı başkanlarımızı beyaz camda göremedim. Yanarım da ona yanarım.
 
Toplasan bölgeden kaç kişi izlemiştir acaba merak ediyorum? Bununla ilgili de belki anketleri vardır… Malum ortalık anketten geçilmiyor.
 
2004 yerel seçimlerinde ki istatistiki verilere göre milyonlarca kişi oy hakları çıkmasına rağmen kullanmamayı tercih etmişler.
 
Bana sorarsanız yanlış bir hareket. Ne demiş ünlü  filozof Descartes “Düşünüyorum öyleyse varım” Eee düşünen insanlar da, bu düşünme ve yorumlama becerisi nedeni ile bir karar verme yoluna giderler. Düşünen ve çevresinde ki olaylara duyarsız kalmayan kişiler de sandık başında oy vererek, yönetime katkı sunarlar.
 
Bende ünlü filozofun bu sözünü “Seçiyorum öyleyse varım” şeklinde yorumladım. Sana bir seçme şansı vermişler ve önüne seçenekleri dizmişler. Sen gidip hiç birini istemiyorum diyorsun. Hepsini kötü görüyorsan, en azından bari kötünün iyisini seç.
 
Bir oyla ne değişecek gibi yanlış bir tabu var. “La nolacak benim bir oyumla mı değişecek her şey… Boş versene looo atmıyom…. Boşa sallıyom” demenin hiçbir ele avuca gelir yanı yoktur. Sana hak vermişler, kullansana kardeşim.
 
Karanlığa haldır haldır söveceğine git mum al bakkaldan da yakıver bi zahmet. Senin bir mumun tabi ki dünyayı aydınlatmaz. Ama unuttun mu Dünyada da sadece sen yoksun. Bu karanlıktan bir sen zarar görmüyorsun. Öyleyse herkes mumunu yaktığı zaman ne olur? Tabi ki her yer ışıl ışıl olur.
 
Bana bu klasik şeyleri yazdırmaya utanmıyor musun? Bunları çoktan aşmış olman lazımdı senin. Adam sana bir tarafta kuru soğan bir tarafta da İskender kebap sunuyor. “Abi hangisini istersin” diyor. Sende “Benim için fark etmez takıl kafana göre” deyip, oturup kuru soğanı yiyorsun. Ondan sonra da kokudan yanına yaklaşılmıyor. “Ağzım çok kötü koktu” diye hayıflanıp duruyorsun.
 
Biz gazetemizde adaylarla ilgili en iyi şekilde gerek özgeçmişi olsun, gerek faaliyetleri olsun ve gerekse de köşe yazılarımızdaki yorumlarımızla olsun okurlarımıza seçecekleri adayı en iyi şekilde analiz etme fırsatı sunuyoruz.
İşte yerelin güzelliği… İşte yerelin samimiyeti... İşte yerelin direk etkisi. Her ne kadar bir çokları yerelin etkisini küçümsese de, onlar hep kaybedenler safında oluyor. Neden mi? 29 Mart seçimlerinden sonra ki köşemde yazarım.
 
Hoş ve sevgiyle kalın.

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —