Değerli okurlarım bir önceki yazımda mobbing kavramı üzerinde durmuştum ve gücü elinde bulunduranların mevcut pozisyonlarını kötüye kullanarak, sistematik bir bicimde psikolojik şiddet, baskı, taciz, aşağılama, tehdit şeklinde hedeflerindeki kişi veya kişilere yönelttikleri psikolojik bir saldırı olarak tanımlamıştım. Bu yazımda ise hangi unsurları taşıyan davranışların mobbing kavramı içinde değerlendirilebileceği hakkında yazmaya devam edeceğim.
Bir kişi üzerinde mobbing uygulandı diye bilmek için en az 6 ay süre ile hedef alınan kişi veya kişilere sistematik ve kasıtlı bir şekilde kötü muamelenin yapıldığının tespit edilmesi gereklidir. Burada kasıt, süre ve sistematik sözcülerine dikkatinizi çekmek isterim. Çünkü her hangi bir ortamda anlık ortaya çıkan ve stres yaratan olguları mobbing veya psikolojik taciz olarak değerlendirmek yanlış olur. Mobbing diyebilmek için mutlaka kötü muamelenin ayda birkaç kez tekrarlanması, ardışık birtakım evrelerden geçmiş olması ve uzun süre bu durumun devam etmesi gereklidir. Bir davranışın mobbing olarak değerlendirilebilmesi için olayın cereyan ettiği kurum kültürü ve taciz sürecinin mercek altına alınarak detaylı bir şekilde incelenmesi gereklidir. Mobbing olguları çatışmanın ilk belirtileri, çatışmanın çözümlenmemesi, ruhsal ve fiziksel sağlığın etkilenmeye başlaması, performansın düşmesi, istirahat, rapor, işe geç kalma gibi daha şiddetli bir evreye girilmesi, hastalığın işin önüne geçmesi ve ardından hastalık, istifa ve uzaklaştırma gibi eylemler ile kişinin kurum dışına itilmesi ile sonuçlanan evreleri içermektedir.
Mobbing olgularında iki taraf bulunmaktadır. Güçlü olan taraf (mobbingi uygulayan taraf) ve devamlı kaybeden zarar gören hedef alınmış taraf. Burada iki taraf arasındaki güç dengesinde açıkça görülen bir eşitsizlik mevcuttur ve güçlü taraf bu konumunu hedef taraf üzerinde bıkkınlık yaratmak üzere kullanmaktadır. İki taraf arasındaki pozisyona göre mobbingi sınıflandırmak mümkündür. Uzmanlar işyerinde amir konumda olan kişilerin kurumsal gücünü astlarını ezmek ve onları kurumun dışına itmek amacıyla kullanmalarını “düşey psikolojik taciz”, iki tarafın eşit konumlarda olmasına karşın birinin diğeri üzerinde çekememezlik, rekabet, çıkar çatışması, kişisel hoşnutsuzluklar gibi sebeplerle uyguladığı psikolojik tacizi “yatay psikolojik taciz” ve bir işyerinde astların üstlerine yani yöneticisine psikolojik taciz uygulamasını “dikey psikolojik taciz” olarak tanımlamaktadırlar. Dikey psikolojik taciz mobbingin en az rastlanan şeklidir.
Değerli Okurlarım bir sonraki yazımda mobbingin kişi üzerinde yarattığı etkileri ve hukuk sistemimiz içindeki yeri hakkında yazmaya devam edeceğim. Mobbingden uzak sağlıklı günler dilerim.
Y.Doç.Dr. Havva Altunçul
Adli Bilimler Doktoru