KURU EKMEK ROMANTİZM
Bir Hiciv Yazısı
Romantizmin yeni adresi:
Bim poşetiyle gelen sevgili,
Çöp konteyneri manzarasında buluşuruz artık,
Gecenin karanlığında, şehir ışıklarının uzağında.
Mekân belli: Gecekondu balkonunda,
Çatlamış fayans üstünde iki plastik tabure,
Menüde ne var?
Bir bardak çay — sadece bir bardak çünkü diğeri çatlamış,
Ve tabii ki,
Kuru ekmek…
Bayatın da bayatı, unutulmuş sofraların mayası.
Çatal bıçak takımı mı?
O ne güzel şeydi, değil mi?
Şimdi çatal, bıçak hayal,
Kaşık ise sabırdan, umut ise kırık dökük evin duvarlarından…
Masanın üstünde yırtık faturalar,
Ve eski gazete sayfaları.
“Bize gel!” diyor televizyon, “Zenginler mutlu!”
Ama kim bilir, biz bu fakir sofralarda hangi mutluluğu yaşarız?
Kuru ekmek arası romantizm dedikleri işte bu:
— Sevgilim, zeytin alacak param olmadı ama ekmeği ikiye böldüm,
— Olsun aşkım, sen beni bölme yeter…
Yoksulluğun şiirini yazıyoruz beraber,
Karanlık odalarda mum ışığında umut tükenirken,
Dışarıda şehir ışıkları sönüyor sessizce.
Balkonun o çıplak çatlaklarında kayboluyor hayaller,
Ama biz yine de aşkımızı büyütüyoruz,
Bayat ekmeğin arasında, dertsiz yüzümüzü saklıyoruz.
“Birlikte her şeye varız!” diyorlar reklamda,
Bizse birlikte her şeye yokuz.
Yok battaniye, yok sağlık sigortası,
Yok asgari saygı,
Ama var… var bir şey…
Umut!
Çünkü fakirin en bedava malı umut.
Pazar filesi ise yere yığılmış düşler gibi,
Domates 40, biber 60, maaş ise yüzyıllık efsane,
Ama ne diyor sevgili:
— Bu biber acı, ama benim acım daha derin.
Nikah masasında imzalar değil,
İşsizlik ve borçlar var artık.
“Yoksulluğa evet der misin benimle?”
Ve kadın gözlerinde yaşla, kalbinde kırık hayallerle cevap veriyor:
— Evet, çünkü başka yol yok.
Balkonun o küçük köşesinde,
Elektrik faturası ödenmemiş, karanlıkta bir aşk büyüyor,
Ve balayı:
Bir çay bardağı hayal,
İki şekerle tatlanmış umutlar.
Tabii ki çay yok.
Yoksullukta romantizm bu,
Çünkü başka türlü sevmek mümkün değil artık,
Ne ete ne peynire ne hayale paramız var.
Ama aşk var,
O da yetiyor bazılarına.
Çocuk “tablet istiyorum” dediğinde,
Baba yarım ekmek arası tabletle avutuyor onu.
Ve en kötü yanı, bu sefaletin alışkanlık haline gelmesi,
Bayat hayatın tadına varmak,
Ve sonunda kuru ekmek bile romantik geliyor insana.
İşte böyle dostlar,
Kuru ekmek arası romantizmdir yaşadığımız,
Sevgiliyle paylaşılan bayat ekmeğin altında yatan acıdır hayat,
Ama ne gam,
Yine de “romantik”tir bu hayat.