Ahmet Karayün
Tarih: 19.11.2011 10:58
İyinin düşmanı; çok iyi!
Askerliğim sırasında duvarda asılı bir yazı çok dikkatimi çekmişti… Tam olarak beni anlattığını düşündüğüm için olsa gerek bu sözü asla unutmam. “Harekete geçmek için her şeyin dört dörtlük olmasını beklersen, asla harekete geçemezsin” diyordu yazıda. Bendeniz “Mükemmeliyetçi” bir yapıya sahip olduğumdan, herhangi bir konuda harekete geçmeden önce tüm şartların dört dörtlük olmasını beklerdim. Böylelikle yaptığım işi kusursuz, hatasız yaptığımı düşünürdüm. Tabi ki ortaya bir iş çıkarabilirsem.
Gördüm ki, bazı konularda harekete geçmek için her şeyin dört dörtlük olmasını beklemek, o işin tamamıyla yok olup gitmesinden başka bir şeye yaramıyor. “İyi” yi yakalamışken, “Çok İyi”nin peşine düştüğüm için, elimde ki iyiden de olduğumu fark ettim. İyinin düşmanı, çok iyidir. Mükemmellik peşinde koşarken, elinde ki iyi fikirleri, projeleri de kaçırabilirsin.
Bir konuda ısrarcı olmak o işi başarıya götüren en önemli noktalardan biridir aslında. Aklınıza gelen fikirleri daha iyisini yakalamak uğruna heba etmeyin. Bir kitap yazdığınızı varsayalım. O kitabı bir yayınevine göndermek, ya da kendi imkânlarınızla bastırmak için harekete geçmezseniz, o fikirden ve eserden de soğursunuz. İlk yazdığınız kitabın Dostoyevski’nin kiler gibi dünya klasiği olmasını beklerseniz, bir ömür boyu bekleyeceksiniz demektir.
Çok iyinin peşinden koşmayın demiyorum. Elbette ki çok iyinin peşinde olun, en iyinin peşinde olun ama harekete geçmemezlik yapmayın, rehavete, atalete düşmeyin. Kitap örneğinden gidecek olursak; İlk kitabınızı sevabıyla günahıyla yayınlarsınız, ardından ikinci kitabınızın hazırlıklarında ilk kitapta yaptığınız hataları yapmamaya özen gösterirsiniz. Böylelikle ikinci kitabın ardından da üçüncü kitapta daha iyiyi yakalamaya çalışırsınız. Ama çok iyiyi, en iyiyi, şaheseri tek seferde yakalayacağım derken, elinizden birçok iyi fikri de uçurmamalısınız.
Dış etkenlerden ne kadar etkileniyorsunuz? Bir arkadaşınızın sözü, bir haber yada bir konuda otorite sayılan bir şahsın fikirleri sizi ne derecede etkiliyor? Ünlü bir tiyatro üstadı, “Bir oyuncu, sahneye çıktığında heyecanlanmıyorsa, iyi oyuncu değildir. Bir oyuncu bininci sahnesine de çıksa heyecan duymalı” gibi bir açıklama yaptıysa ve siz de amatör bir tiyatrocu olarak onun bahsettiği heyecanı hiçbir açıdan yaşamıyorsanız, bu söylem sizin bilinçaltınızda iyi oyuncu olmadığınızı doğurur mu? İşte bu tür ince nüanslara, yorumlara dikkat etmek gerekir. Sanat görecelidir ve kişiden kişiye değişir. Bir çok otorite kabul edilen kişilerin açıklamaları genç yeteneklerin bilinçaltını etkileyebilir. Bir yazar olmanın, bir oyuncu olmanın, bir mimar yada grafiker olmanın standartları var mıdır?
Standartlar insanlardan insanlara değişir. Gişede seyirci tarafından hiç beğenilmeyen bir film, Oscarla ödüllendirilebilir, yada Nobel almış bir kitap okuyucu tarafından hiç beğenilmeyebilir. Siz sanatınızı, projelerinizi ısrarla, tutarlılıkla ve her seferinde daha iyiyi yakalamak üzere icra edin. Bırakın, zaman sizi iyileştirsin. Harekete geçmediğiniz her an elinizde ki iyiyi de kaçırmanız için sizin aleyhinize işliyor. “Kervan yolda düzülür” diyen atalarımız, bir işe başlayın gerisi gelir diyerek, bir an önce harekete geçmeyi, yola koyulmayı öğütlüyorlar.
Yıllardır Genç Gelişim Dergisi, Yerel Haber Gazetesi, Start Life Dergisi gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapıp, fikirlerimi sizlerle paylaşıyorum. Artık bir kitap çalışmasının son aşamalarındayım. “Gizli Miras” adlı ilk romanımı uzun zamandır bekletiyordum. Artık harekete geçmeye ve yayınlamaya karar verdim. Mükemmeli aramak ve beklemek, elinde ki iyiyi de yok edebiliyor çünkü.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —