İbrahim Hakkı Damat

Tarih: 19.08.2011 11:28

İş Dünyamız ve Staratejik Planlama

Facebook Twitter Linked-in

Özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin veya kişilerin amaçları nelerdir? Faaliyette bulundukları işleri niçin yapmaktadırlar? Karlılık olmadığı takdirde aynı işi veya işleri yine yapmaya devam edebilirler mi? Tüm bu soruların cevapları aynı kapıya çıkmaktadır; o da yaşamlarını devam ettirebilmek için gerekli kaynakları temin edebilmektir.
Bilindiği gibi gerek araç ve gereç, gerek zaman ve insan kaynakları açısından olsun eldeki kaynakların etkin ve verimli kullanılması, asgari maliyet ve azami karlılık iş dünyamızda gözetilmeye çalışılan önemli prensiplerdir. Bu prensiplerin yerine getirilmesi için gösterilen üstün gayretler takdire şayandır; fakat bu uğurda gösterilen çabalar hedefe yönelik olduğu takdirde başarılı olabilir. Oysa iş dünyamızda sonuca veya hedeflere veya daha da önemlisi vizyonun gerçekleştirilmesine yönelik “Stratejik Plan” yapma konusunda ciddi eksiklikler olduğu gözlemlenmektedir.

Temel olarak strateji, “uzun vadede önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için tutulan yol” anlamına gelmektedir. Şirketlerin ana amaçları nedir? Kar etmek, gelecekte de var olmaktır. Bir işletme kuranların çoğusu, şu ya da bu şekilde, az veya çok, kısa vadede veya piyasa onu yutuncaya kadar, başka bir ifadeyle ürettiği veya pazarladığı şey emtialaşıncaya kadar kar elde edebilir. Fakat gelecekte de şirketin varlığını teminat altına almaya yönelik çalışmalar(stratejik planlama) yapmak ayrı bir meseledir ki, işte bu kısım iş dünyamızda önemli oyuncular hariç olmak üzere ya bilinmemektedir ya da ihmal edilmektedir. Stratejik planlama, bir kurumun geleceğe güvenle bakabilmesinin en önemli göstergesidir. Bu nedenle geleceğe güvenle bakabilmeyi düşünen iş adamlarımızın, yöneticilerimizin “Stratejik Plan” meselesi üzerine ciddiyetle kafa yormaları gerekmektedir. Özel olarak şirketlerinin, genel olarak da Türkiye’nin dünya bazında rekabet edebilmesi buna bağlıdır diye düşünmekteyim.
Son dönemlerin en popüler terimidir “inovasyon”. Temel mantığı farklılık oluşturmaya dayanır. Üzerine ciltler dolusu kitap ve makale yazıldı ki, yazılmaya da layıktır. Adında inovasyon kelimesini barındıran kitaplar, insanın doğasında bulunan sürekli değişim arzusundan istifade ile çok satanlar arasında yer alabildiler. Oysa bana göre bir kurumu rakiplerinden ayıracak, onu farklı ve fark edilir kılacak olan şey sahip olduğu vizyonudur. Vizyon ne kadar gerçekçi ve heyecan verecek şekilde belirlenirse şirket içerisindeki birliği, bütünlüğü de o ölçüde sağlayacaktır. Bundan dolayı vizyon belirleme işi zor ve zevkli bir iştir ki, çevresi ile olan iletişiminin kalitesi vizyonun başarılı olmasında kritik bir öneme sahiptir. Binaenaleyh vizyonun etkin iletişimini sağlamak gerekmektedir. Vizyonunu ve stratejisini açık, anlaşılır bir şekilde ortaya koyan ve uygulayan şirketler aşağıdaki temel yararları sağlarlar:
1-      Vizyonun netleşmesi, patronların, müdürlerin, şeflerin ve işçilerin ve hatta arasıra iş yerine uğrayan eşlerinin veya çocuklarının(istisnalar kaideyi bozmaz) aynı yönde kürek çekmelerini sağlar;
2-      Vizyona hizmet etmeyen işlere zaman, emek ve para harcanmasını engeller;
3-      Yapısı gereği dinamik ve değiştirilebilir olduğundan iş yaşamının monotonluğunu kırar;
4-      Kişisel beklenti ve çıkarların şirketin uzun dönem hedeflerinin önüne geçmesini engeller;
5-      Vizyon, başarı için gerekli olan odaklanmayı sağlayarak kaynakların etkin ve verimli kullanımını sağlar.
Yukarıda belirttiğimiz faydaların elde edilebilmesi, yani vizyonun gerçekleşebilmesi ise etkili bir stratejik planla mümkündür. İşe yarar bir stratejik plan yapabilmenin en temel şartlarından biri ise sayılar aleminin bizlere fısıldadığını duyabilmek, şifreli olanların şifrelerini çözebilmektir. Stratejik planda cevaplandırılması gereken “neredeyiz, nereye ulaşmak istiyoruz, gitmek istediğimiz yere nasıl ulaşabiliriz, başarımızı nasıl izler ve değerlendiririz?” sorularının cevaplandırılması sayılar aleminin yardımı olmadan mümkün değildir. Bunun yanı sıra iyi bir “Stratejik Planlama Ekibinin” kurulması da başka bir temel şarttır. Ekibin iyi olup olmadığı aşağıdaki soruların cevaplarına bağlıdır:
        i.            Ekip üyeleri stratejik planlama sürecinin gerektirdiği bilgi ve becerileri taşıyor mu?
      ii.            Ekip üyeleri gönüllü olarak mı, yoksa zorunluluktan dolayı mı takımda yer alıyorlar?
    iii.            Planlama ekibinde kuruluşun temel birimleri temsil ediliyor mu?
    iv.            Ekip üyeleri şirket hakkında yeterli bilgiye sahip mi?
      v.            Ekip üyeleri kuruluşun hedef kitlesi veya müşterilerini yeterince tanıyor mu?
    vi.            Ekip üyeleri stratejik planlama çalışmalarına yeterli zaman ve enerji ayırabilecek durumda mı?
 vii.            Planlama süreci boyunca ekipte süreklilik sağlanabilecek mi?
Açıkçası birinci ve ikinci maddeler Stratejik Planlama çalışmalarında benim en çok önem verdiğim ve en çok muzdarip olduğum maddelerdir. Çünkü bu maddelerdeki eksiklik otomatik olarak diğer maddelere verilecek cevapların kalitesini düşürmektedir. Birinci maddenin temel altyapısı “Toplam Kalite Yönetimi Felsefesi”ne dayanmaktadır. Doğru işleri yapmak ayrı şey; işleri doğru yapmak ayrı şeydir. Stratejik Planlamada işlerin doğru yürütülebilmesi için ekip üyelerinin Toplam Kalite Yönetimi alanında bilgi ve becerilere sahip olması işi kolay kılacaktır. Toplam Kalite Yönetimi ve uygulamaları ayrı bir yazı konusu olduğundan dolayı burada üzerinde durmayacağız.
Kısaca belirtmek gerekirse Stratejik Planlama, kurumlarımızın uzak gelecekte başarılı olabilmelerinin olmazsa olmaz sayılabilecek yönetim araçlarından biridir. Vizyonun, misyonun, müşteri memnuniyetinin ve güvenilirliğin teminatıdır. Kurumsallaşmanın önündeki engelleri kaldırmada en etkili yardımcımızdır. Başarıyı kişilerden ziyade sisteme bağladığı için, sözüm ona, “işi bırakırım haa!” salvolarının en etkili savıcısıdır. Düşünceden eyleme geçişin adıdır. Açık sularda seyreden bir kaptanının pusulasıdır. Yeter ki, yukarıda belirttiğimiz hususlar dikkate alınarak hazırlansın ve disiplinli bir şekilde uygulansın. Unutmamak gerekir ki, amaç evrak hazırlamak değil; uygulanabilecek bir plan yapmaktır.
Tekrar görüşünceye kadar hoşça kalınız.
 
İbrahim Hakkı DAMAT

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —