Rüzgar BÜYÜKTANKAYA

Tarih: 16.06.2021 12:28

Her Hayat Bir Roman 7.Bölüm

Facebook Twitter Linked-in

Her Hayat Bir Roman 7.Bölüm

İstanbul’a kızı görmeye gelen delikanlı Armatörün torununu görmek için sahillerde mahallede gezinip durur. Haber gönderir görüşmek istiyorum diye kız görüşmek istememektedir. Sarı saçlı kızın birçok talibi vardır. Kızın babasına sürekli talibiz haberi gelir. Babası kesinlikle hayır der. Kızını bu haliyle de kabul etmiştir. Yeter ki gitmesin kızım der. Babası ailesi kardeşler kızın gelişinden mutludurlar lakin annesi yine kızını evlendirme derdindedir. Kadın kızlarının kötü yola düşmesinden korkar annesinin yaşadıklarına ve kendisine yaşatılanlara şahit olduktan sonra bu korkular yersiz değildir. Bir gün İstanbul da aynı apartmanda oturan abla delikanlıyla kızı buluşturur. Delikanlı sarı saçlı kızı görünce şaşırır. Kız mis gibi buram buram parfüm kokmaktadır. Delikanlı kıza 'memlekette niye bana böyle parfümlerle gelmiyordun' der. Armatörün torunu 'sen bana ne zaman parfüm aldın da ben sürmedim inek sağmaktan ahır süpürmekten tezek kokuyordum üstelik annen senle birlikte olmayalım diye banyo yapmama izin vermiyordu' der. Delikanlı başını yere eğer söylediğine pişman olmuştur.

Delikanlı Armatörün torununa barışmak istediğini tekrar kendisiyle memlekete gelmesini istediğini söyler. Bu arada kızı teknik ressam genç bir çocuk istemektedir. Kız bu kez evlilik başından geçtiği için ikinci bir kişiyi tanımak istemez. Sarı saçlı kızı isteyen teknik ressam kızın annesiyle konuşur 'kızını hiç evlenmemiş gibi alacağım gelinlik giydirip düğün yapacağım yeter ki evet deyin' der yalvarır. Sarı saçlı kızın annesi ressam kızını vermek ister çocuğu beğenir. Lakin sarı saçlı kız istemez. Sarı saçlı kız delikanlıyla iyice konuşur bazı sözler alır ailesiyle de konuştuktan sonra delikanlının memleketine geri dönerler. Sarı saçlı kızın çocuğu olmamaktadır. Memleket çocuk sorar durur. Herkese cevap vermekten bıkmışlardır. Kaynana 'daha küçük yaşı o kadar büyük değil olur inşallah' der. Çocuk olmaması şeref meselesidir. Bir yıl daha beklerler yine sarı saçlı kız hamile kalmayınca İstanbul’a doktora gönderirler. Gerekli tahliller yapılır ve Dr. bir ilaç verir sarı saçlı kız ilk ayda hamile kalır. Delikanlı çok sevinir sarı saçlı kıza mor bir buluz almıştır. Sarı saçlı kız banyoda çamaşır yıkarken test sonucunu getiren delikanlının hamilesin haberine çok sevinir. Bu arada İstanbul da görümcesinde kalan kız kış aylarında annesinin ve kardeşlerinin soğukta oturmalarına odun kömür alamayışlarına çok üzülür görümcesinden gizli evdeki kavurmadan annesine kardeşlerine yemek yapması için götürür kolundaki bileziğini çıkarıp annesine verir eve bir şeyler al der. Ben gidince memlekete size bir şeyler göndereceğim der. Memlekete dönen sarı saçlı kız memleketten annesine gizli arkadaşları aracılığıyla yün yorgan yastık erzak birçok şey gönderir. Kaynana durumu öğrenince kıyametler koparır. Kayınpeder gayet anlayışlı 'kızım bana söylesene sen' der. Ben onlara biraz ceviz kayısı tuzlu balık bulgur mercimek peynir ne varsa hazırlar gönderirim biz dünür değil miyiz der. Sarı saçlı kız çok sevinir Kayınpeder inin boynuna sarılır teşekkür eder.

Uzun süredir ataması olmayan delikanlı yine pazartesi gidip cuma günü gelmektedir. Armatörün torunu 'artık ev tutun ben eşimin yanında olmak istiyorum' der. Aslında Kayınpeder de göndermek istemiyordur. Gelinini seven kollayan Kayınpeder oğlunun tayini için uğraşır. Tayin olmayıp uzayınca Kayınpeder duruma peki der. Delikanlının işyerine yakın ev tutulur. Bir gün Kayınpeder gelinine ince çorap kaynanayla da kalın çorap alır. Vay efendim ben yaşlı mıyım sen bana nasıl kalın çorap alırsın benim kalın çorap giydiğim sen nerde gördün diye gelini kıskançlıktan kıyamet koparır. Sinirlenen kayınpeder sobanın üzerinde kaynayan çaydanlığı kapan kayınpeder demliği yere fırlatır. 'Romatizmaların var diye kalın çorap aldım sana iyilik yaramıyor' der ve tartışırlar. Zaten araları iyi değildir. Kayınpeder çoğunlukla Ankara’da çocukluk aşkının yanındadır ablası da bu durumu bilmektedir.

Günlerden bir gün Ankara da öğretmen bir görümce daha vardır. Evli iki çocuk annesi Ankara’nın köyünde öğretmenlik yapmaktadır. Ailesinin istemediği kendinden yaşça büyük Malazgirtli bir gazeteci yazarla tanışır ve ona kaçar evlenir ona abi diye hitap eder ölene kadarda abi demiştir. Annesi kızıyla uzun yıllar konuşmaz taki kızının kocası Türkiye de kırmızı bültenle aranan kadar. Kırmızı bültenle aranan gazeteci İsveç’e iltica etmiştir siyasi suçlu olarak aranmaktadır. Ahmet Kayanın da arkadaşıdır. Mor dağların söz yazarıdır. Neyse dostlar devam edelim. Kadının kocası İsveç’e kaçınca iki çocuğuyla görümce ortada çocuklarla kalır. Babasını arar babası kızının yayınını memlekete aldırır. Evde bir görümce iki çocuk daha bayağı kalabalıklaşmışlardır. Sarı saçlı kız delikanlının yanına gitmek istemekte haklıdır. Kaynana bir tek yemek yapar diğer işler külkedisinin üzerindedir. Hamiledir de. Bir sürede görümce ve çocuklarla yaşamaya mecbur kalan sarı saçlı kız neyse ki görümcenin de İsveç’e eşinin yanına gitmesiyle rahatlar. Hamilelik 4.ayındayken sarı saçlı kız eşinin çalıştığı ilçeye taşınır. Lakin delikanlı evi zor geçindirmektedir. Aslında ev geçindirmek zor gelmiştir. Alışkın değildir. Arkadaşlarıyla buluşurlar tenis oynarlar öğretmen arkadaşları falan derken evini ihmal etmektedir. Ara ara alkolde almaktadır. Bu durumdan çok rahatsız olan Armatörün torunu delikanlının şiddetli bunalımda olduğunu anlayamaz. Delikanlı bunalımdadır. Sebebi bilinmeyen bir nedenle evden uzaklaşmakta ev sahibin kızıyla gizli gizli buluşmaktadır. Yani Armatörün torunu yine aldatılmaktadır. Bunu hak edecek ne yapmıştı hiçbir şey. Dr. Delikanlıya en ağır antidepresanlar vermektedir. Delikanlı Ankara da psikoloğa gidiyorum diye ara ara gider ve psikoloğun da kendisine âşık olduğunu söyler. Sanırım delikanlı kadınların ilgi odağı olduğunu çok dikkat çektiğini yeni yeni anlamış herkesin kendisine aşık olması bunu itiraf etmesi aklını karıştırmıştır. Lakin başka şeylerde vardı mutlaka kimsenin bilmediği. Belki de tam alışmaktan korkuyordu tam tutunacakken korkup aldatıyordu kaçıyordu.

Sarı saçlı kızın doğum günleri gelmiştir. Delikanlı doğum için annesini yardıma çağırsa da annesi gelmek istememiştir. Kaynana gelinin erkek çocuk dünyaya getirmesine ihtimal vermez. 'Hem onun annesinin 5 tane kızı var oğlu olması imkânsız der. Delikanlı oğlu olacağını düşünür annesi de hevesini kırar. Sancıları başladığı dönem sarı saçlı kız korkmaktır. Kış ayları ocak ayıdır. Buz gibi bir hava soba yanmaktadır kız odun kömür taşır sürekli delikanlıyı uyandırmaya çalışır delikanlı alkollü gelmiştir uyanmaz yirmi dört saat sancı çeken kız sonunda eve ebenin gelmesiyle doğum başlamıştır. Doğum evde gerçekleşecektir. Bu arada ebede hamiledir. Doğumu ebe zar zor gerçekleştirir zor bir doğum olmuştur. Nurtopu gibi bir erkek evlat vermiştir yaradan. Delikanlı hemen annesini arar oğlum oldu der annesi inanmaz mümkün değil onun annesinin beş kızı var onun hayatta oğlu olmaz der. Delikanlı yeminler ederek annesinin inanmasını sağlamaya çalışır annesi gözümle görmeden inanmam der.

Ne kadar ilginç değil mi.? Kadın Allah sana nur topu gibi erkek torun vermiş öp başına koy sanane anasının kızı varmış onun erkek doğurması imkansızmış yaaa ne zaman bu düşünce fakirliğinden kurtulacağız acaba...? Hainlik biter mi kaynanada bitmez.

Sarı saçlı kızın doğum sonrası tedavisi için bulundukları ilin hastanesine gitmeleri gerekir giderler hastanede İstanbullu bir doktorla tanışırlar bu Dr. Armatörü tanımaktadır bu yüzden Armatörün torunuyla gayet güzel ilgilenir yardımcı olur. Artık evlerine dönmüşlerdir. Lakin delikanlı ne alkolüne ne evin geçimine nede çocuğun ihtiyaçlarına yetememektedir. Sarı saçlı kızın annesi torununun Her şeyini layığıyla hazırlamıştır. Zıbınlar bezler hırkalar yelekler şapkalar her şey hazırdır. Kadın torununa elinden geleni yapar gönderir Delikanlının annesinden ses yok. Delikanlı babasına benim tayinimi memlekete alın der tekrar geri döneceklerdir. Sarı saçlı kız kaynananın yanına tekrar gitmek istemez delikanlıya 'geri dönersek ev tutacaksın evimiz ayrı olacak' der. Delikanlı ev tutar eşyaları taşır tayinini alır memlekete geri döner dönerde dönmesine yine babasının evinde kalmaktadırlar. Kiraladıkları evde sadece eşyalar durmaktadır. Delikanlı bir yandan da boşuna kira ödemek istemez babasının evi varken niye kira ödesin. Lakin delikanlının annesi gelini istemediğinden bir gün İstanbul’a kızının yanına gider ve bir daha da dönmez. Durum böyle olunca delikanlı babasının yanına yerleşir kalır. Delikanlıya ev geçindirmek güç gelmiştir. Her şeyin kolayını bulmaya çalışıyor anlaşılan.

Ara ara kayınpeder de İstanbul’a kızının yanına gider. Tam ilk bebek 6 aylıkken Armatörün torunu ikinci bebeğine hamile kalır. Armatörün torunu İstanbul’a bebeği aldırmaya gelir. İkinci çocuğu istememektedir. Şartlar iyi olmadığından ilk çocuğunda daha çok küçük olmasından dolayı istemez ama kader öyle demiyor işte. Karnındaki çocuğu aldırmak isteyen kıza hastanede çocuğun aldırma sürecinin dolduğunu alamayacaklarını söylerler. Sarı saçlı kız memlekete geri döner. Yapacak bir şey yoktur ikinci çocukta olacaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —