Nezir KARAYÜN
Tarih: 25.09.2013 14:52
Güneş balçıkla sıvanmaz
Değerli Dostlar;Yeni yayın hayatına başladığımız,bizim için yeni ama İstanbul’un ilk yerel gazetelerinden biri olan HÜRBAKIŞ gazetemiz ile ilgili aldığımız olumlu tepkiler bizleri “ADOM MEDYA GRUP”ailesi olarak dahada azimlendirerek, okurlarımızın ve dostlarımızın bize olan güvenine layık bir yayın hayatı sürdürmemize sevketti.
Geçtiğimiz sayımızda yazdığım “Biz dört kafadarız” başlıklı kısa yaşam öykümüzü okuyan dostlarımın tebrik ve takdirleri beni duygulandırırken, sorumluluğumuzuda bir kat daha artırmamıza vesile oldu. NedenHÜRBAKIŞ olduğunu nasıl bu isime odaklandığımızı size kısa ve öz olarak anlatmıştım.
Bana gelen maillerden bir tanesini sizlerle de paylaşmak istiyorum: “Ya üstad Son yazın 'dört kafadar' süperdi, Vallahi hem hüzünlendim hem iftihar ettim ve alnın niyetine monitörden öptüm, Bravo! çetin hayat şartlarının yıkamadığı adamı kimse yıkamaz, şunu anladım ki, buralara kolay gelmemişsin yani ne geçit vermez yerleri aşmışsın maşallah, ama hep gülen yüzünden kimse bunu anlayamadı biliyor musun? Selam ve saygılarımla.
Böyle bir sergüzeşti hayattan tebessümle sıyrılıp çıkan, karamsarlıklara ruhunda yer vermeyen kişilerin önünde bu üstün meziyetlerinden ötürü ancak saygıyla eğilinir. Bu bir yağcılık değildir, bu 'dört kafadar' yazısına verilen insani bir cevaptır.
Yüreğimin derinlerinden gelenleri kaleme döktüğüm yazım için bu tür birçok yorum aldım ve sevinç duydum. Demek ki doğru yolda, doğru bir mücadele vermişim ve vermeye de devam edeceğim.
Siz hiç, akasya ağacına taş atan birini gördünüz mü? Göremezsiniz… Çünkü Akasya, dikenli bir bitki olup, üzerinde meyve barındırmaz. Tam aksine meyve veren ağaçların uzak dallarındaki yemişlere göz dikip, gıpta ile bakanlar, zirvelere tırmanıp, o meyveye ulaşmaya çalıştıklarında düşeceklerini, başaramayacaklarını bilenler, ha bire, durmadan o ağacı taşlayıp, ‘belki düşürürüm’ umudu ile meyvenin peşine düşerler. Atalarımız bu duruma, “Meyve veren ağaç taşlanır.” diyerek nesillere aktarmışlardır. “Kedi ulaşamadığı ciğere mundar der.” ve “İt ürür, kervan yürür.” Gibi atasözleri de bu mesnetsizler için söylenegelmiştir.
Yukarıda bahsettiğim “Meyve veren ağaç taşlanır” mevzusunu neden dile getirdiğimi merak etmiş olmalısınız. Elbette ki tarafımıza dair ucuz dedikodular üretenler için söyledim bu misali. Biz dört kafadarız… Haklı davamızda, hak yolumuzda durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz. “Güneş balçıkla sıvanmaz.” Ki… Sıvayamazsınız.
Bizkimseye sırt dayamadan, kimseye yalakalık yapmadan, tarafsız, objektif,habercilik anlayışımızla,işine,ailesineve insanlara saygılı, temiz saf ve saygın kişiliğimizle, hayatın hesabını yalnızcayerin ve göklerin yaratıcısı kâinatınsahibi, Yüce ALLAH 'a veririz…
Çünkübiz “ADOM MEDYA GURUP” olabilmek için çok ''BEDEL'' ödedik…Yaradan’dan başka kimseye verecek hesabımız yoktur… Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin, bizim rakibimiz yalnızca biziz.
Sevgili okurum, sevgili dostum;
Hiç yorulmamak üzere çıktığımız bu çetin, bu elemli, sırtlan dişlerini, kahpe gülüşlerini, bebek masumiyeti ve dost kisvesine bürüdükleri sahte maskelerinin ardına gizlemiş insancıklarla örülü bu kıvrımlı, kıvıranların doldurduğu kaygan yolda, sırtımıza aldığımız ADALET, SEVGİ, HOŞGÖRÜ ve HAK kelimelerini taşımamıza yardımcı, yoldaş, dost olmanı istiyorum.
Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy2un bu güzide şiiri, bizi ne kadar da özetliyor;
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
Hoşça Kalın, Dostça Kalın.
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —