Facebook Twitter Linked-in Whatsapp

Efendim 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor bayramını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde şöyle bir düşündüm de resmen kanım dondu.

           
Bu bayramı kutlamak üzere liselerde aylar öncesinden harıl harıl çalışmaya başlayan, hangi genç heyecanlı, coşkulu ve mutludur acaba?

           
Bırakın heyecanı çoğu o gün tören alanına bile gitmeyebilir. Öylesine üşengeç bir gençlik gurubumuz var ki, işine gelmeyen hiç bir şeyi kafasına silah dayasan yaptıramazsın. Allah sizi inandırsın, odası çöplük gibi olan gençler bilirim. Muz kabuğundan, kola şişesine, çekirdek kabuğuna kadar yok yok. Çöpleri kaldırmakdan aciz daha doğrusu üşengeç bu ırk.

           
Yürürken düşecekmiş gibi, futbol oynamaya, makyaj yapmaya, alışverişe gitmeye gelince çivi gibi bir gençlik. Bakın komik gelmesin size dikkat edin çocuğunuza, yeğeninize, komşunuzun çocuğuna.

          
Ununu elemiş eleğini asmış, hayattaki her zevke mazhar olmuş, görmüş, geçirmiş bir ihtiyar edasında yaşıyorlar. Bizim için önemli olan, şaşırtıcı olan, komik olan gençlik için sıradan olabilir, umursamaz tavırları, tepkisiz kalışları moralinizi bozmasın.

          
İnternet üzerinden dünyanın gözüne parmak basmış olan bu ırk, kambur yürüyüşlerinden ve soluk benizlerinden hemen tanınabilir. Okul baskısı yoksa eğer, iki üç tüy olan sakallarını uzatmaya, dağınık cool genç modeli yapmaya çalışırlar, aslında dayak cennetten çıkma sözü tam bu modeller içindir ama Sinan bey (çocuklar duymasın dizisi) çocukların şiddetten olumsuz etkileneceğini bu nedenle ilerde adaptasyon sorunu yaşayacaklarını söylediğinden kafalarını okşamakla yetinmeliyiz.

         
Hele birde ÖSS vs. gibi bir sınava hazırlanıyorlarsa aman haa, ağzınızı açmayın, elinizi kaldırmayın, kaşınızı çatmayın, tükürüğünüzü yutkunmayın, yemek yemeyin, uyumayın, gezmeyin, eğlenmeyin, müzik dinlemeyin, dizi izlemeyin, ses yapmayın sonra çocuğun pisikolojisi bozulur da mazallah sınavı kazanamaz. Bence zaten kazanamaz da sonra günah keçisi siz olmayın. Haaa unutmadan bu modeller tuvalete gitmeye bile üşenir ellerinden gelse sizinle göndermek ister de portatif olmadıklarından gönderemezler.

— KÖŞE YAZISI SONU —