YEREL HABERİM

Tarih: 06.05.2010 11:46

F-4 uçuran sanık gördünüz mü?

Facebook Twitter Linked-in

 48. Ziraat Türkiye Kupası tüm medyayı Şanlıurfa’daki Trabzonspor-Fenerbahçe maçına kilitlemişken, Yunanistan’da alınan kemer sıkma önlemlerine karşı başlayan gösteriler ölümlü bir başkaldırıya dönüşmüştü...

Avrupa Parlamentosu’nda ise tutarlılık ve akıl harekete geçmiş, AP Bütçe Raporu’ndan “Türkiye için İmtiyazlı Ortaklık” ifadesi çıkarılmıştı.

Erzincan’daki Ergenekon Davası sırasında adliye üzerinde uçan F-4’ler konusundaki gelişmelere bakıyordum...

Biliyorsunuz davanın bir numaralı sanığı Orgeneral Berk “mazeret” bildirip duruşmaya gitmedi ama F-4’ler adliye üzerinde uçtu.

Sanık orgeneralin hem görevine devam ettiği, hem mahkemenin davetlerine uymadığı, hem de mahkeme salonu üzerinde jet uçurduğu “demokratik” bir rejime sahip olduğumuz için parlamentodan da hükümetten de ses çıkmıyordu... Sadece Hava Kuvvetleri Komutanlığı adliye üzerinde uçak uçurmanın “planlı bir eğitim uçuşu” olduğunu iddia ediyordu.

***

Bunlar benim tecrübeli bir Türkiye vatandaşı olarak duymaktan usandığım ve asla inanmadığım yalanlamalar...

Örneğin, 30 Nisan’ı 1 Mayıs’a bağlayan gece PKK tarafından basılan Tunceli’nin Nazımiye İlçesi’ne bağlı Sarıyayla Karakolu’nda görev yapan ve olup biteni çok iyi bilen bir tanığın Taraf Gazetesi’ne anlattığı ürkütücü gerçeklere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de ilgisiz kalamayıp, Genelkurmay’dan resmi açıklama isterken, Genelkurmay adeta refleks kabilinden rutin yalanlamalarından birini yapıyor, olayın üstünü örtmeye çalışıyordu.

Hâlbuki tanık inanılmaz şeyler anlatıyordu:

“Bir kere, 1850 rakımlı. Yılın pek çok ayı yağış alan bir yer, sisli. Mesela 3 Kasım’da kar yağdı orada, Türkiye’de hiçbir yerde kar yokken bizim karakolumuzda kar vardı.

İki-üç ay boyunca hiç kimse ulaşamıyor. Bizim üç aylık erzakımız geliyordu, o şekilde idare ediyorduk.

Güneş açtığı zaman Sikorskyler gelir, ihtiyaç bir şey varsa getirir ya da gelecek gidecek adam varsa onu taşır. Mesela benim karakoluma ulaşmam için on beş gün beklemem gerekti.

Aslında oradaki karakol, birisine üstünlük sağlama amacıyla kurulmuş olamaz, daha ziyade bir mahrumiyet bölgesine birilerini göndermek gibi bir şey. O karakolun başka bir mahiyeti yok.

Düşünün ki siz, karakolunuza bir saldırı olacak, sadece bu saldırı için de söylemiyorum, dört saat boyunca hiçbir destek sağlayamıyorsunuz.

Çünkü teröristler gündüz güneşli havada saldırı yapmaz. Teröristin kendisine avantaj sağlayacağı havalar puslu, yağışlı havalardır.

Ama bizim askerimize gerilla savaşı için verdiğimiz silah piyade silahı yani normal savaşta kullanılan silahsa, bu silah en ufak bir su, bir nem gördüğü zaman çalışmıyorsa ne yapacaksın.”

Genelkurmay, tanığın bu tüyler ürpertici anlatımlarına kulak verip, zaaflarını gidermeye çalışacağına, bundan önce defalarca yaptığı türden kimsenin inanmadığı ve kulak asmadığı yalap şap yalanlamalara sığınıyordu.

***

Biz, 28 Şubat’ta Sincan’da “tank yürüten” ve “tankla balans ayarı yaptığını” söyleyen darbeciler gördük. Şimdiki moda acaba “uçak uçurmak” mı?

Benim anlamadığım hükümetin suskunluğu...

Unutmuş olabilirler, anımsatayım...

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesi, “beş yıl ve daha fazla ceza gerektiren suçlardan yargılananların açığa alınması” yetkisini Milli Savunma Bakanı’na veriyor.

Mahkeme davetine uymayan... Hakkında ağır ithamlar olan... Ve bununla yetinmeyip, duruşma sırasında mahkeme üzerinde F-4 uçuran bu generali hükümet hala görevden almayı düşünmüyor mu? Üstelik halkın iradesi tehdit edilirken, uçan askeri uçakların masrafını da gene halk vergileriyle ödüyor.

***

Ağır iddialara rağmen görevde kalmaya devam eden bir generalin... Yargılandığı mahkemenin üçüncü kez yinelenen davetine aldırmayıp...

Duruşma sırasında mahkeme binası üzerinden F-4 uçurduğu bir ülkede...

Belki de halkın iradesinden, parlamentodan, muhalefetten, iktidardan, savunma bakanından ve görevden almadan filan söz etmek çok yersiz.

Çünkü fiili durum, “ne olduğumuzu” gösteriyor... Hala utanmadan bunun “parlamenter bir hukuk devleti” olduğunu söyleyen var ise beri gelsin...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —