Mustafa KAPLAN

Tarih: 07.11.2020 15:52

Esrar-ı Hüsn

Facebook Twitter Linked-in

Allah'ın Cemil ismidir; zahirde Cemal bulan,görüneni Cemalullah yapan...

'Şoxû şengê zühre rengê

Dil ji min bir dil ji min

Awirê heybet pilingê

Dil ji min bir dil jimin.'Mela Ahmet Ceziri.

Güzel yüzlüm, Zühre renkli sarışınım

Gönlümü aldın gönlümü

Kaplan gibi heybetli bakışlım

Gönlümü aldın gönlümü...'

Cizre'de bir dedikodu kulaktan kulağa yayılır.

Herkesin dilinde,Mela Ahmet Ciziri'nin; mir'in kızı Selma'ya aşık olduğu söylenir.Mir İmadddin bu söylentilere pek itibar etmese de;çok sevdigi Ceziri'yi aklamak için bir divan tertip edip,Cizre'nin ileri gelenlerini davet eder...

Divan kurulmuştur.Ceziri ortada,içinde kar dolu olduğunu bilemediği üstü  bezle örtülü bir kazan'ın üzerinde oturup beklemektedir...

Tam o sırada perde gerisinde, divandaki hazıruna kendini göstermeyen Selma;belinden çıkardığı hançerle perdeyi delip Mela-i Ceziriyle göz göze gelir...

Bu öylesine bir bakış ki;birer kıvılcım olur,Melai'nin gönül meşalesini tutuşturur, daldığı aşkın deryasına Cezirinin yolunu aydınlatarak;o deryanın ta dibinde cevahir,zümrüt(Hikmet)gibi degerleri çıkarmasına yardımcı olur...

Be değerler;dizlerinde teşhir edilir,şiir olur Mola'nın dudaklarından ab-ı Kevser olur dökülüverir...

'Ji mabeyna du ubrîyan

Dibînim Qabi Qewseynî

Tealellah binê remzê

Ci reng avête mabeynê'

Yani bu aşkın coşku seline kapılıp giden Mela-î;burada madde'den;mana'yı bulup çıkarmakla hünerlerini sergiliyor adeta...Selma'nın iki  kaşları arasındaki yakınlık kadar kendini Allah'a yakın görüyor,gördüğü o güzel gözlerin,ona bu konuda rehberlik ettiğini söylüyor.Ve devam ediyor.Bu zahiri güzelliğin ;Allah'ın güzelliğinin bir nişanesi olduğunu ,Allah'ın; bu güzelliği icad etmekte ne kadar mahir olduğunu vecd gibi, içinde o an bulunduğu bir halet-i ruhiye ile ifade ediyor...

Mola'da coşku peyderpey  yükselişe geçiyor bu arada...Kaldığı yerden devam ediyor.

'Wekî 'nun'ê di ser Sadan

Ku katip koşe lê badan

Seraser 'Kaf' e tu Kaf'a

Rimuz'a hikmetül aynî'Bu mısralarda harikülade bir teşbih var.Kızın kaşlarını Arap harflerindeki 'Kaf' harfine benzetip,ucunun nasıl usta bir katibin elindeki bir  kalemle mahirane kıvrıldığını anlatıp,tüm bunların birer İlahi işaretler olduğunu gözler önüne seriyor...

Coşku zirve yapmıştır Melai'de...

'Mela lazim bi vê dewrê

Bi vî dewri bi vî tewri

Nedî kes min bi mislê te 

Dur anîn der ji behreynî'

Mela!Sana ne bu zamandan,bu zamanın yaşam tarzından.Herşeyin kaybolup gittigini görmüyor musun?Senin ilim deryasına dalıp,bu kiymetli fikirleri çıkarmak konusunda bir eşin, mislin yok...

Rivayetlere göre kazandaki kar; bu ateşli mısralara daha fazla dayanamyıp;tutuşarak alev haline dönüşür...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —