Nesrin Masarifoğlu

Tarih: 02.07.2016 20:26

BİN AYDAN DAHA HAYIRLI...

Facebook Twitter Linked-in

 BİN AYDAN DAHA HAYIRLI...

“Andolsun ki biz insanı ahsen-i takvim yani en güzel biçimde yarattık” Ayetinden sadece insanın sima ve endamı ile en güzel yaratıldığı sanılsa da aslonan bedenin yanı sıra insanın iç dünyası ile idrak edebilen, düşünme kabiliyetine sahip, seven, merhamet eden, hayatının merkezine ahlaki kaideleri alan, feyiz alan ve veren vasıfları ile ruh dünyası kastedilmektedir.  Diğer canlılardan farklı olarak çok özellikli yaratılan insanoğlu bu dünyaya kuralsız kaidesiz sınırları olmadan içinden geldiği gibi hiç bir arzusuna gem vurmadan yaşamak için gönderilmemiştir.
 Ahsen-i takvim olarak yaratılan insanoğlu yaradılış gayesini unutmadan o gayeye uygun bir yaşam sürdürürse işte o zaman eşref-i mahlûkat yani yaratılmışların en şereflisi olur. Yaratılan her bir canlının bile yaratılış kodları içerisinde mutlaka bir amaç için yaratıldığı bilimin sırları çözüldükçe daha iyi anlaşılmaktadır. Hiç bir canlı amaçsız yaratılmamıştır hayvanların bile yaratılış gayesi olduğuna göre insanoğlunun da bir yaratılış sebebi vardır.
İnsanoğlunun niçin yaratıldığının dünyada yapması gerekenin ne olduğunun, nasıl bir yol takip etmesi gerektiğinin anlaşılması için Rabbimiz elçi olarak peygamberler ve kitaplar göndermiştir. Rabbimizin elçisi en son peygamberimiz Hazreti Muhammet Mustafa (s.a.s) ve ona indirilen ve son kitabımız ilalebet payidar kalacak olan Kuran-ı Kerim Kadir Gecesinde indirilmeye başladı.
 İşte o yüzdendir ki Ramazan hem bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini barındırdığı için hem de on bir ayın sultanı; rahmet kapılarının sonuna kadar açık olduğu, infakın zirveye çıktığı, yoksulların, yetimlerin, kimsesizlerin kollanıldığı, sarıp sarmalandığı,  birlik ve beraberliğin dayanışmanın arttığı, sevgi ve saygının kardeşliğin, komşuluğun daha da güçlendiği mübarek bir aydır.
Bu yıl son günlerde yoğun seyreden hava sıcaklığına rağmen sırf Allah rızası için onun emri olduğu için iradesini ortaya koyarak rabbimin rızasını kazanmak isteyen müminler için günahlardan arınmanın, ruhların huzura kavuşmasının, Kuran-ı Kerim’in nuruyla aydınlanmanın adıdır Ramazan.
Ramazan ruhunu tam anlamıyla yaşayanlar; oruçlarını tutup, beş vakit namazlarını hakkıyla eda edenler, teravih namazlarında camileri dolduranlar, bu arada güçleri nispetinde zekât fitre ve sadakalarla yoksulları sevindirenler,  gönülleri kazanmak için hep bir iyilik yapmak yardımcı olmak sıkıntıda olanları fark edip onların sıkıntılarını gidermek telaşında olanlar inşallah Rabbimin izniyle bayrama ruhları ve bedenleri arınmış olarak anadan doğdukları gibi günahsız olarak çıkarlar. 
Rabbim hayat keşmekeşi içinde koşuşturan dolayısıyla dinimizin emirleri noktasında ihmali olanlarımız için ne güzel fırsatlar vermiş. Önemli olan inandım iman ettim diyerek bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek,  ramazanı da ruhuna yakışır biçimde yaşayarak daha sonraki aylara da ramazan ruhunu yerleştirebilmektir. 
Son günlerde yaşadığımız sıkıntılar,  şehit acıları ile yüreğimizin dağlandığı şu günlerde Ramazan ayrışmaya, koparılmaya çalışan parçaları bir araya getirmek birlik ve bütünlüğü din birliği ile sağlamlaştırmaya çalışmak için büyük bir fırsat.
 Sonuna yaklaştığımız büyük bir teslimiyetle idrak ettiğimiz Ramazan,  gelişi ile bizlerde heyecan sevinç oluşturdu. Dostlarımızla, komşularımızla bizleri bir sofrada birleştirdi. Mukabelelerde Kuran Tilaveti ve tefsiri ile indirilen kitabımızın ne dediğini anlamaya çalıştık. Çevremizdeki yoksulları araştırdık. Onlara yardımcı olmak için çırpındık. Yetim öksüz sevindirdik. Gariban sofralarına konuk olduk. Ya da soframızda onlara yer açtık. İftar ve sahurun aralarında ki kısa dilime rağmen hiç şikâyet etmedik. Belki susuzluktan dilimiz damağımız kurudu, midemize kramp girdi açlıktan, ama yanı başımızdaki sudan tek bir yudum ekmeğin ucundan bir fiske bile almadık.
 Çünkü Necip Fazıl’ın dediği gibi:
“ Allah istemiyorsa konu kapanmıştır”. 
 
  

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —