Ahmet Karayün

Tarih: 22.10.2011 14:55

Beylikdüzü’ne Dikkat!

Facebook Twitter Linked-in

Geçtiğimiz ay başıma gelen bir hırsızlık vakasını sizlerle paylaşmıştım. Hatırlayacağınız gibi Beylikdüzü’nde aracımın camı patlatılmak suretiyle çantam, fotoğraf makinem, ses kayıt cihazım gibi tüm değerli eşyalarım çalınmıştı.
 
“Şeriatın kestiği parmak acıma” diye bir söz vardır ya… İnanın her hırsızlık olayında bu söz aklımdan geçiyor. Evet, başkasının malını çalmak gerçekten de çok aşağılık bir suç. Böyle aşağılık bir suçu işleyen insanlara da ancak caydırıcı cezalar para eder. Yüz kızartıcı bir suç işliyorlar ama yüzlerinin kızardığını sanmıyorum.
 
Parmaklarını keselim, bileklerini koparalım, suratlarına kocaman bir hırsız damgası vuralım demiyorum. Ama gerçekten caydırıcı bir ceza uygulayalım.  İçeri girip, üç bey ay yada en fazla bir iki yıl sonra serbest kalıp dilediği gibi at oynatabileceğini düşünerek, rahat hareket etmesin.
 
Çok kısa onbeş yirmi dakikalık bir işimi halletmek üzere Beylikdüzü’ndeydim. Beykent Anaokulu’nun önüne aracımı park edip, oradan ayrıldım. Kısa süre sonra aracımın yanına döndüğümde güpegündüz soyulduğumu gördüm. Teybimi vs. boşaltmışlar. Araba tam takır kalmış vesselam. Ne yapacağımı şaşırdım öylece dona kaldım. Sağa sola bakındım, gayet işlek bir yer ve en az elli araba daha var ortalıkta.
 
Hemen Beykent Anaokulu’nun kapı girişinin karşısında olduğundan güvenlik kamerası olup olmadığını sordum yetkililere. Maalesef olmadığını söylediler. Bir eğitim kurumunun önünde güvenlik kamerasının olup olmaması gerektiği konusunda tam bir bilgim yok. Bu nedenle güvenlik elemanına arabamın soyulduğunu söyledim ve burada daha önce hırsızlık olup olmadığını sordum. Gayet sakin bir şekilde ara sıra olduğunu söyledi. Eyvallah dedim çıktım.
 
Beylikdüzü’nde neler oluyor? Hırsızlık olaylarının haddi hesabını aştı artık. Sadece ben 2 defa soyuldum bir ay içinde. Daha önce Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Nezir Karayün’ün aracı 2, yine Beylikdüzü ofisimiz de 2 defa soyuldu. Beylikdüzü güvenlik konusunda yetersiz mi? Hırsızlar istedikleri gibi at koşturabiliyorlar mı? Beylikdüzü hırsızlar için müsait bir yer mi? Beylikdüzü’nün büyük bloklardan oluşması, sokaklarının büyük, karanlık ve ıssız olması mı hırsızları cezp ediyor? Bu hırsızlık olaylarının hiç önlemi yok mu?
 
Arabama bindim, açmaya teyp bile kalmamış. Aklıma evvelce izlediğim “Tutsak” adlı bir film geldi. Hırsızın birisi zengin bir adama kafayı takıp sürekli soyuyor. En son da o kadar yüzsüzleşiyor ki, arabasını çalma planı yapıyor. Hatta abrasını çalacağını da adama söyleyecek kadar cesur ve yavşak hareketlerde bulunuyor.
 
Bunun üzerine tedbir alan adam, arabasına özel bir sistem döşetiyor. Hırsız garajdaki arabaya tam da girdiği anda film başlamış oluyor. Hırsızın girmesiyle arabanın tüm kapıları kapanıyor. Hırsız arabanın içinde “Tutsak” kalıyor. Arabayı dışarıdan istediği gibi yönetebileceği bir uzaktan kumandası olan adam hırsıza çeşitli cezalar veriyor. Örneğin aracın içindeki özel ses sistemine tekno müziği sonuna kadar verip, içeride hırsızı dayak yemişten betere çeviriyor.
 
Hala arşivimde bulundurduğum film tartışılır. Adam şeriat ülkelerinde yapılan “Hırsızın parmağının kesilme cezası”nı hırsıza uyguluyor. Aç bırakıyor vs. Bende aynı şekilde, tam da hırsız aracımın içinden çıkmak üzereyken olay yerine intikal etmiş olsaydım… Ne yapardım? Filmde ki gibi hırsızın cezasını kendim mi vermeye çalışırdım? Güvenlik güçlerinin gelmesi ne kadar sürerdi? Hırsız beni bıçaklar mıydı? Üzerinde silah olup, ateş etme riski olabilir miydi? Yada ben hırsızı al aşağı edip, jandarmaya veya polise teslim etseydim. Ne gibi işlemlerden geçerdi? Ne kadar süre içeride kalırdı? Girmesiyle çıkması bir mi olurdu, iki mi?
 
Eee ateş düştüğü yeri yakar demişler. Doğrudur… Şehitlerimiz için ne yapıyoruz? Ancak ailelerinin ciğeri yanıyor. Bir olay başımıza gelmediği müddetçe ciddiye almıyoruz belki de… Kim bilir “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” politikasını uyguluyoruz. Ama unutmamak lazım ki bin yıl kadar uzun bir zaman yaşayan o yılan bir gün dönüp, dolaşıp gelecek ve seni zehirleyecektir.
 
Duyarlı ve çalınmayan günler diliyorum... Hoş ve sevgiyle kalın.

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —