21.04.2016 20:07:17

Filiz Keleş

'Çocuklar geleceğimiz' diye bas bas bağıranlar, meydanlarda afişlerde boy gösterenler, başına kırmızı örtü atıp gelin edenler, taciz edenler, tecavüz edenler, öldürenler, yapılanlara sessiz kalanlar, sessiz kalmayıp meydanlarda yürüyenler...
Ne kadar çok prim yapıyormuş (sözde) insanlık çocuklar üzerinden oysa onların istedikleri sadece çocuk kalmaktı. Bizler onlar öldüklerinde ah çekmeyi, savunmayı tercih ettik yada davullu zurnalı düğünlerinde oynamayı. Şimdi onlara armağan edilmiş 23 Nisan'da alındı ellerinden, masa başında almış olduğunuz kararlarınız bu kararlara çanak tutanlar hepinize hayırlı uğurlu olsun. Al bayrak altında, tek bir ağızdan gururla marşlarımızı okumayı unutan nesil yetişiyor sayenizde...
Çocukluğumda bandolar eşliğinde marşlarımızı okurduk, anne babalarımızın gözlerinde bir gurur, başları dimdik, dillerinde bize eşlik ettikleri marşlar, şarkılar, şiirler. Bayramlarda giyilmek üzere alınmış dantelli çoraplar, kırmızı papuçlar, heyecandan unutulan 23 Nisan şiirleri, kızaran yanaklar büyük küçük çoşkumuzu aldınız ellerimizden. 
Sokaklara çıkmaya biz korkuyoruz, çocuklarımızı nasıl bırakacağız. Evde gözümüzün önünde olsunlar diyerek telefonlar, tabletler, bilgisayarlar, televizyonlar veriyoruz ellerine, aman ne güzel. Tabiri doğruysa eskilerin söylediği gibi; 'Şeytan Oyuncakları' ellerinde başlıyorlar hayata 5-0 yenilmiş başlıyorlar yaşam koşusuna...
İstenilen oldu, aile yıkılıyor, depresyonda gençlik yetişiyor. Ne misket oynamayı biliyorlar, ne 5 taş, ip atlayan varmı sahii sizin sokaklarda yada salçalı ekmek ne demek bilen çocuklar kaldı mı biryerlerde?
Kafanızı sallıyorsunuz bu yazılanları okurken ve ekliyorsunuz; 'şu da yok, bu da yok' 
Üzgünüm yok, ve sanırım olmayacak demek istemiyorum, demeyeceğim...
Reklamlarda çocuklar her gün daha fazla daha fazla kullanıldıkları ve kimse buna ses çıkarmadığı için evimizde bunları izleyen çocukların içinde oldukları psikolojik bunalımı düşünebiliyor musunuz?
Binlerce çocuğun sokaklarda yaşadığı, çok daha fazlasının güvencesiz ve kayıtsız olarak çalıştırılmasına göz yumulduğu Ülkemizde sokakların nasıl güvensiz olduğunu biliyor musunuz? Çünkü bu çocuklar büyüyor, suçla içiçe suçlu gibi büyüyor. 
Son nüfus sayımında orta çıkan bir gerçek olan ve dillendirilmeyen, Nüfusa kaydı olmayan 2 milyon çocuğun olduğunu biliyor muydunuz?
2014 yılı verilerine göre; Türkiye’de annesiyle beraber hapiste tutulan 0-6 yaş arası 500’den fazla çocuk olduğunu biliyor muydunuz?
Nerden çıktı bu YGS, LYS, ÜYS, TEOG, ÖSYM, 4+4+4 gibi yeni eğitim modelleri. 4+4+4 gibi çocukların geleceğini çocukların elinden alan, çocuk gelinlerin, çocuk işçileri var eden bir eğitim sisteminin, her 4 çocuktan birinin açlık sınırında olduğu, kayıp çocuk sayısının 25 binden fazla olduğu, son 12 yılda 871 genç kızın dedesi yaşındaki erkeklerle evlendirildiği, 2013 yılında 633 çocuğun önlenebilir sebepler yüzünden yaşamını yitirdiği, 460 bin çocuk işçinin bulunduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2013 yılında yaşam hakkı ihlallerine uğrayan çocuklarla ilgili alınan 3 kararla mahkum ettiği Türkiye’de nasıl (ne yüzle) kutlanacaktı zaten...
Bazı kurumların aldıkları kararlar varmış, duydum, okudum hayretle takip ettim diyebilirim. 23 Nisan hakedildiği şekilde kutlanacağı güne kadar kutlamayacaklarmış, kutlamayın efendim. Zaten siz değil çocuklar kutlayacak.
Siz kötü düşünceli yetişkinlerin; gölgelerini çocuklarımızın üzerlerinden, kötülüklerini sokaklardan, ellerini bedenlerinden kaldırın yeter.
Bakın onlar nasıl kutlayacaklar 23 Nisan'ı çığlık çığlığa şarkı, türkü söylerken, ip atlarken, top oynarken, körebe, saklambaç, sek sek oynarken, pamuk şeker ve keten helva yerken vs. kısaca çocuk olduklarının bilincine vardıklarında yaşama yeniden tutunmayı öğrenecekler...
Çocuklarımız dünyadan, aileden, yaşamdan, komşudan, oyundan, arkadaştan yani hayattan yoksunlar. Testler, dersler, dershane, deneme sınavları, performans ödevleri...
Çocukluğumda; 23 Nisan’da yurdumuz bir bayram alanı olur. Çocuklar törenlerde dans eder, şiirler okurlar, Gece fener alayları düzenlenirdi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı egemenliğin ulusta olduğu düşüncesinin kabul edildiği gündür. Çocuk bayramımızdır. Yarının büyükleri olan siz çocukların bayramıydı. Tıpkı bizim olduğu gibi. Artık o da yok...

TÜM YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.